Türk Müziği Konserleri: “Hammâmîzâde İsmail Dede Efendi”

Konser

6 Ekim 2013 / 15:30

Pera Müzesi, Genç Çarşamba ve Oda Müziği konserleriyle başlattığı ve Türk Müziği Konserleri serisiyle sürdürdüğü müzik etkinliklerine sonbaharda devam ediyor.

Prof. Dr. Alâeddin Yavaşca danışmanlığında, Yrd. Doç. Dr. Adnan Çoban sanat yönetmenliğinde ve Sinan Sipahi koordinatörlüğünde düzenlenen Türk Müziği Konserleri serisinin ikincisi 6 Ekim Pazar günü, saat 15:30’da, Pera Müzesi Oditoryumu’nda gerçekleşecek “Hammâmîzâde İsmail Dede Efendi” konseri.

Günümüzün usta yorumcuları ve sazendelerinin, büyük bestecilerin seçme eserlerini seslendirecekleri programa Çiğdem Yarkın’ın misafir solist olarak katılıyor. Türk Müziği Konserleri serisinde; Türk müziğinin tarihsel, kültürel, geleneksel, sosyolojik, antropolojik, felsefî ve edebî yönlerinin ele alınacağı sunuş ve sohbetler de yer alıyor.

Türk müziğinin en kudretli, dahi bestekarlarından ve en yüksek zirvelerinden biri olan “Hammâmîzâde İsmail Dede Efendi” seçkin eserleriyle Pera Müzesi’nde.

Misafir Solist
Çiğdem Yarkın

Saz Sanatçıları
Taner Sayacıoğlu – Kanun
Yurdal Tokcan - Ud
Selim Güler – Kemençe
Emrullah Şengüller – Viyolensel

Program Broşürü

15 TL olan biletler konser günü satışa sunulacak.
Pera Müzesi Dostları'na 7 TL. Yerler sınırlıdır ve numaralı değildir.

Leonardo’nun Atı

Leonardo’nun Atı

Leonardo da Vinci, 1493’te, tam 500 yıl önce, Milano Dükü Ludovico il Moro’nun 12 yıl önce babasının anısına sipariş ettiği atlı anıtın (doğal büyüklüğün 4 katı boyda) dökümü için hazırlıkları bitirmek üzereydi.

Sanatçı ile Söyleşi: Nicola Lorini

Sanatçı ile Söyleşi: Nicola Lorini

Tüm Zamanlara, Tüm Üzgün Taşlara, Pera Müzesi’nin Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri Koleksiyonu’nda öznel ve duygusal durumları bir araya getirerek tek yönlü tarih ve zaman algısını sorgularken ziyaretçileri çizgisel olmayan bir yolculuğa çıkarıyor.

Gece Yarısı Korku Hikâyeleri: Son Sefer <br> Galip Dursun

Gece Yarısı Korku Hikâyeleri: Son Sefer
Galip Dursun

Biraz önce, yolcu salonunda vapurun hareketini beklerken aklıma bir oyun geldi. Küçükken evde, buradan epey uzakta ve geçmişte kalmış ülkemde oynadığımız, nasıl oynadığımızı bile hatırlayamadığım bir oyun. Vapura binmek için bekleyen kalabalığın arasında kendimi olduğumdan bin kat daha yalnız hissettiren cinsten.