15 Temmuz Pazartesi Müze pazartesi günleri kapalıdır.
Müzenin kafesinde bulunan klasik, kristal taşlı avizeler dikkatini çekmiş miydi? Ters Yüz PƎRⱯ sergisi için bu avizelerden biri sergi katına yerleşti, yerine ise bambaşka bir aydınlatma aracı getirildi! Sergiden ilham alan çocuklar atölyede birer Pera Müzesi avizesi tasarlıyor.
Kesişen Dünyalar: Elçiler ve Ressamlar sergisini gezen çocuklar, sanatın rehberliğinde diplomasi tarihinin dolambaçlı yollarında gezinirken ilgi çekici kişiliklerle tanışıyor. Atölye çalışmasında ise sergideki tablolarda gördükleri karakterlerden aldıkları ilhamla yepyeni karakterler oluşturuyor.
Ters Yüz PƎRⱯ sergisinden ilham alan bu atölyede; üzerinde komik gözler, kocaman ağızlar ve eğlenceli karakterler yaratmayı kolaylaştıracak birçok özellik bulunan baskılara sahip ahşap bloklar kullanılıyor.
Suyla iç içe bir kent olan İstanbul’da, Batılılaşmanın etkisine rağmen halk 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren denizden tahta perdelerle ayrılmış “deniz hamamları” ile yetinmek zorunda kaldı. Önceleri ticaret, seyahat ve manzara gibi nosyonları çağrıştıran deniz Cumhuriyet’le birlikte yeni anlamlar kazanmaya başladı.
Evliya Çelebi’nin ünlü eseri Seyahatname’den anlaşıldığı üzere deniz hamamlarının geçmişi 17. yüzyıla dayanır, kabul görerek yaygınlaşması ise Batılılaşmanın da etkisiyle 19. yüzyılın ortalarını bulur. Deniz hamamları denizin içinde, suya dayanıklı ahşap kazıklar üzerine inşa edilmiş ve ahşap duvarlarla örtülerek ayrılmış yapılardı.
Kentlerin geçmişten günümüze taşıdığı değerler üzerine odaklanılan atölyede, kent kültürü ve kimliğini oluşturan donatı elemanları üzerinden İstanbul yeniden yorumlanıyor. Farklı katılımcılarla üç oturumda gerçekleşecek atölyenin sonunda kumaş ve tüllerle oluşan, kolektif bir İstanbul anlatısı ortaya çıkıyor.
19. yüzyıla kadar siyasi otoritenin merkezi Topkapı Sarayı, klasik Osmanlı ve Bizans mimarisinin görkemli örnekleriyle tüm imparatorluğun kalbi gibidir Tarihi Yarımada. Osmanlı İmparatorluğunu yakından tanımak isteyen her batılı, resimler yoluyla da olsa Tarihi Yarımada’yı görmelidir önce.
Kütahya Çini ve Seramikleri Koleksiyonu’ndan yola çıkan Gelecek Hatıraları sergisine özel bu filtre ile koleksiyondan eserleri bulunduğunuz mekana yerleştirebilir, eserlerin incelikle işlenmiş figür ve süslemelerini keşfedebilirsiniz!
Ters Yüz PƎRⱯ sergisini gezen katılımcılar; sergideki her bir sanatçının İstanbul’da üçer dakikalık keşif turları yaparak notlar aldıkları ve kolektif bir paylaşım mecrası haline getirdikleri Temas Fanzinleri işinden ilham alıyor. Kolektif belleğin mekânla kurduğu ilişki üzerine düşünülen atölyede, kişisel hafıza defterleri tasarlanıyor.
Suna ve İnan Kıraç Vakfı koleksiyonlarından fotogrametri tekniğiyle taranmış bir seçki 3 boyutlu olarak sunuluyor. Seçkide; Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri Koleksiyonu’ndan ağırlık ve ölçü aletleri, Kütahya Çini ve Seramikleri Koleksiyonu’ndan objeler yer alıyor.
Sanat ve zanaat ayrımının bulanıklaşmasının ardından zanaatın güncel sanat pratiklerinin bir parçası haline gelmesiyle geleneksel motiflerin kullanım alanları da zenginleşti. Bununla beraber bu motifler, geleneksel çağrışımlarının ötesinde bugün nasıl yapılandırılıyor veya boyutlandırılıyor?
Hediyelik eşyaların kültürel tarihini ele aldığı kitabında Rolf Potts bu tür nesnelerin kişisel hikâyelerle anlam kazandığından bahseder: Nesneler sakladıkları hikâyelerle hatıralara dönüşür. Hatıraları dünyayı değerlendirmek için değil, kendi hikâyemizi anlatmak için toplarız.
Sergiye eşlik eden yayında, küratörler Prof. Aslı Serbest, Prof. Mona Mahall ve Yelta Köm’ün serginin kavramsal çerçevesini ele aldığı ortak yazısının yanı sıra Begüm Özden Fırat ve Çisel Karacebe, Mary Louise Pratt, Birte Kleine-Benne, Isabel Vila-Cabanes’in makaleleri yer alıyor.
Gelecek Hatıraları sergisi, Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kütahya Çini ve Seramikleri Koleksiyonu’ndan yola çıkarak arşive gelecek-yönelimli bir bakış açışıyla yaklaşıyor. Sergiye eşlik eden yayında, küratör Ulya Soley’in kaleme aldığı kapsamlı metnin yanı sıra Glenn Adamson’ın "Yarınlar Ülkesinde Seramik” başlıklı, seramiklerin kökenlerine dair bilgilere ışık tutan metni yer alıyor.
Katalog, panoramik mecraya ve İstanbul'un bu mecra içindeki yerini tarihsel bir çerçeveye yerleştirme çabası açısından sergiyi takip ediyor. Kitapta, küratörlerin panorama tarihine olan yaklaşımlarını aktardıkları girişin ardından, bu tarihe ve İstanbul’un bu tarihteki rolüne odaklanan yedi makale yer alıyor.