27 Temmuz Cumartesi Ziyaret Saatleri: 10.00 - 19.00
Kahve Molası sergisini gezerek doğal ve bitki bazlı boyalarla oluşturulmuş bitkisel motifleri inceleyen çocuklar, permakültür ilkeleri ile etrafımızdaki bitki örtüsünün incelendiği atölyede, yaratıcılık ve doğayı bir arada keşfediyor.
Ters Yüz PƎRⱯ sergisini gezen katılımcılar; dokular, imgeler ve bütün bunların herkesin zihninde yarattığı farklı çağrışımlarla bezeli kolektif kent hafızası üzerine yeniden düşünüyor. Katılımcılar müzenin çevresini, normalde gözden kaçabilecek hafıza ögelerine dikkat ederek geziyor.
Atölye, Ters Yüz PƎRⱯ sergisinden ve şehirde sık karşılaşılan, etrafı bir maskeleme kumaşı ile örtülmüş tadilattaki tarihi yapılara referans veren Maskeleme, Kentsel Dönüşümler işinden ilham alıyor.
Suyla iç içe bir kent olan İstanbul’da, Batılılaşmanın etkisine rağmen halk 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren denizden tahta perdelerle ayrılmış “deniz hamamları” ile yetinmek zorunda kaldı. Önceleri ticaret, seyahat ve manzara gibi nosyonları çağrıştıran deniz Cumhuriyet’le birlikte yeni anlamlar kazanmaya başladı.
Evliya Çelebi’nin ünlü eseri Seyahatname’den anlaşıldığı üzere deniz hamamlarının geçmişi 17. yüzyıla dayanır, kabul görerek yaygınlaşması ise Batılılaşmanın da etkisiyle 19. yüzyılın ortalarını bulur. Deniz hamamları denizin içinde, suya dayanıklı ahşap kazıklar üzerine inşa edilmiş ve ahşap duvarlarla örtülerek ayrılmış yapılardı.
Çok dayanıklı olan kil tabletler, birer zaman makinesi gibi okuyanı binlerce yıl geriye göndererek çok uzun yıllar önce yaşamış birinin merak ve çabalarına şahit olmasını sağlıyor. Atölyede geçmişe yolculuk yapan çocuklar, Ağırlık ve Ölçü Sanatı sergisinde yer alan ve Kültepe’de bulunmuş kil tabletin replikasından ilham alıyor.
19. yüzyıla kadar siyasi otoritenin merkezi Topkapı Sarayı, klasik Osmanlı ve Bizans mimarisinin görkemli örnekleriyle tüm imparatorluğun kalbi gibidir Tarihi Yarımada. Osmanlı İmparatorluğunu yakından tanımak isteyen her batılı, resimler yoluyla da olsa Tarihi Yarımada’yı görmelidir önce.
Kütahya Çini ve Seramikleri Koleksiyonu’ndan yola çıkan Gelecek Hatıraları sergisine özel bu filtre ile koleksiyondan eserleri bulunduğunuz mekana yerleştirebilir, eserlerin incelikle işlenmiş figür ve süslemelerini keşfedebilirsiniz!
Geleceğin evleri, günümüzde modern evlerde görmeye alışık olduğumuz Bauhaus tasarım ekolünün etkilerini devam ettirecek mi? Çocuklar Ters Yüz PƎRⱯsergisinden ilham alan atölyede, Bauhaus’ta geliştirilen iç mekân anlayışına dayanan farklı ölçeklerde tasarımlara dair bilgi ediniyor.
Suna ve İnan Kıraç Vakfı koleksiyonlarından fotogrametri tekniğiyle taranmış bir seçki 3 boyutlu olarak sunuluyor. Seçkide; Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri Koleksiyonu’ndan ağırlık ve ölçü aletleri, Kütahya Çini ve Seramikleri Koleksiyonu’ndan objeler yer alıyor.
Sanat ve zanaat ayrımının bulanıklaşmasının ardından zanaatın güncel sanat pratiklerinin bir parçası haline gelmesiyle geleneksel motiflerin kullanım alanları da zenginleşti. Bununla beraber bu motifler, geleneksel çağrışımlarının ötesinde bugün nasıl yapılandırılıyor veya boyutlandırılıyor?
Hediyelik eşyaların kültürel tarihini ele aldığı kitabında Rolf Potts bu tür nesnelerin kişisel hikâyelerle anlam kazandığından bahseder: Nesneler sakladıkları hikâyelerle hatıralara dönüşür. Hatıraları dünyayı değerlendirmek için değil, kendi hikâyemizi anlatmak için toplarız.
Sergiye eşlik eden yayında, küratörler Prof. Aslı Serbest, Prof. Mona Mahall ve Yelta Köm’ün serginin kavramsal çerçevesini ele aldığı ortak yazısının yanı sıra Begüm Özden Fırat ve Çisel Karacebe, Mary Louise Pratt, Birte Kleine-Benne, Isabel Vila-Cabanes’in makaleleri yer alıyor.
Gelecek Hatıraları sergisi, Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kütahya Çini ve Seramikleri Koleksiyonu’ndan yola çıkarak arşive gelecek-yönelimli bir bakış açışıyla yaklaşıyor. Sergiye eşlik eden yayında, küratör Ulya Soley’in kaleme aldığı kapsamlı metnin yanı sıra Glenn Adamson’ın "Yarınlar Ülkesinde Seramik” başlıklı, seramiklerin kökenlerine dair bilgilere ışık tutan metni yer alıyor.
Katalog, panoramik mecraya ve İstanbul'un bu mecra içindeki yerini tarihsel bir çerçeveye yerleştirme çabası açısından sergiyi takip ediyor. Kitapta, küratörlerin panorama tarihine olan yaklaşımlarını aktardıkları girişin ardından, bu tarihe ve İstanbul’un bu tarihteki rolüne odaklanan yedi makale yer alıyor.