15 Mayıs 2015
On sekizinci yüzyılda yaşamış ressam William Hogarth’ın Bir Hovardanın Seyri (1733) adlı ahlaki hikâyesinden ilham alan Perry’nin halıları, Tim Rakewell adlı bir kurgu karakterin hayatını, çocukluktan çıktığı dönemden, ergenliği ve orta yaşları boyunca, bir araba kazasında zamansız ölümüne kadar izler. Bu süreç aracılığıyla İngiliz sınıflarını inceler ve Perry’nin Bafta Ödüllü üç bölümlük belgesel dizisi Grayson Perry ile En İncesinden Bir Zevkle (2012) için Sunderland, Tunbridge Wells ve Cotswolds’a yaptığı yolculuklar sırasında rastladığı karakterler, yerler ve nesneleri bir araya getirir.
Halılar içerik ve renk açısından zengindir ve iç tasarımdan Britanya mutfağına, politik protestoya ve ünlülerin dedikodusuna kadar, Birleşik Krallık’taki hayatla ilintili tuhaflıkların ve özelliklerin çoğunu resmeder. Serinin başlığı, bir kişinin hangi toplumsal gruba ait olduğunu veya özlem duyduğunu anlamamıza izin veren küçük ayrıştırıcı unsurlara; insanların hayatlarındaki, kıyafet, araba veya hobi tercihleri gibi ayrıntılara işaret eder. Her halının kompozisyonu, aynı zamanda, erken dönem Rönesans dinsel resimlerine göndermede bulunur ve modern hayatın sosyo-politik incelenmesinin yanı sıra sanat tarihine de bir bakış sunar.
Küçük Farklılıkların Kibri, Belçika’daki Flanders Halıcılık tarafından dokundu. Perry’nin çizimleri dijital tezgâhı denetleyen bir bilgisayar programına tercüme edildi, iplikler çizimlerdeki renklere uyması için boyandı. Farklı iplikler, dokuma ve gerginliklerin bileşimleri denenerek geçirilen hazırlık sürecinin ardından her halıdan altı adet dokundu.
Kafeste Kavga Edenlerin Secdesi
“Kafeste Kavga Edenlerin Secdesi”, 2012. Yün, pamuk, akrilik, polyester ve ipek halı. 200 X 400 cm. British Council Koleksi̇yonu.
Sahne Tim’in büyük büyükannesinin ön odasıdır. Bebek Tim annesinin akıllı telefonunu elinden almaya çalışır; annesinin dikkatini çekme konusunda rakibi telefondur. Annesi giyinmiştir, belki de “çıkmadan birer tek atmış” olan dört arkadaşıyla gece dışarı çıkmaya hazırdır. İki “Karışık Dövüş Sporları” heveslisi, çocuğa kabile kimliğinin ikonalarını sunar: bir Sunderland A.F.C. futbol forması ve madenci lambası. Erken dönem Hıristiyan resmindeki gibi, Tim eserde ikinci bir kez görünür: merdivenlerde, ekran karşısında yalnız başına oturacağı yeni bir gecenin beklediği dört yaşında bir çocuk olarak. Bu imgeler dizisi, çok istikrarlı olmayan bir yöntemle, organik biçimde geliştirilmiştir, dinsel gönderme en başından beri oradadır: “Andrea Mantegna’nın eseri Çobanların Secdesi (yak. 1450) gibi resimlerin yankılarını duyuyorum.”
Metin (Tim’in annesinin sesiyle):
“Üniversiteye gidebilirdim ama babasının yükseldiği ve bizi terk ettiği düşünüldüğünde elimden gelenin en iyisini yaptım. O (Tim) hep akıllı bir küçük çocuk oldu, beni nasıl yönlendireceğini bilir. Annem bir tek atmaktan hoşlanırdı, babam da severdi. Eski madenci, gerçek bir erkekti, sevgisi de öfkesi de açık. Nenem is çok sağlam bir insandır, oğlan onu çok sever. Ömrünü başkalarına bakmakla geçirdi. Artık buralarda hiç iş yok, sadece jimnastik ve futbol. Normal bir aile, bir ya da iki boşanma, akıl hastalığı, bağımlılık, aile içi şiddet… sıradan… Arkadaşlarım, aklım onlara emanet… beni dışarı çıkarırlar, dinlerler… hafta sonu bir gece şehirde dışarı çıkmak değerli bir ritüeldir.”
Otoparkta Istırap
“Otoparkta Istırap”, 2012. Yün, pamuk, akrilik, polyester ve ipek halı. 200 X 400 cm. Briti̇sh Council Koleksiyonu.
Bu resim Giovanni Bellini’nin Bahçede Istırap (yak. 1465) adlı resminin uzak bir akrabasıdır. Sahne Sunderland dışında bir tepedir; uzakta Işık Stadyumu vardır. Merkezdeki kişi, Tim’in bir kulüp şarkıcısı olan üvey babası, Matthias Grünewald’in Isenheim Sunağı’nı (1512-1516) hatırlatır. Naif biçimde çizilmiş bir tersane vinci çarmıhın yerine geçer; altında Meryem olarak, bir kere daha dünyevi tutkunun sancılarına tutulmuş halde Tim’in annesi vardır. Lise üniformasını giymiş Tim utançla kıvranarak kulaklarını kapar. Çantasından çıkan bilgisayar dergisi yazılıma erken yaşta duyduğu ilgiyi ortaya koyar. Solda daha küçük yaştaki bir Tim üvey dedesiyle bahçelerindeki güvercin barınağının önünde mutluluk içinde oynamaktadır. Sağda rektifiye edilmiş arabalarıyla genç erkekler “Heppies” sosyal kulübünün otoparkında toplanmıştır. Bayan T ve çağrı merkezi müdürü orta sınıfa yeni bir katılım beklemektedir.
Metin (Tim’in üvey babasının sesiyle):
“Gençliğimde tersanelerde çalışmaya başladım. Babamın izinden gittim. Babam artık güvercinlerini ortadan kaldırdı, oğlanı seviyor. Gemi inşası kasabayı bir din gibi birbirine bağlar. Thatcher tersaneleri kapattığında cemaatin kalbini söküp çıkarttı. Bir rock grubunda söyleyebilirdim [Sunderland’li grup The Futureheads’in bir graffitisinin altında]. Oğlanın annesiyle kulüpte tanıştım. Cumartesi geceleri tombalayla et piyangosu arasında şarkı söylüyorum. Artık çağrı merkezinde çalışıyorum, patron yöneticiliğe yatkın olduğumu söylüyor. İyi para alıyorum, sosyal konut alabilirim, onu satıp gidebilirim. Son seçimde Muhafazakârlara oy verdim.”
8 Numaralı Cennet Sokağından Kovulma
“8 Numaralı Cennet Sokağından Kovulma”, 2012. Yün, pamuk, akrili̇k, polyester ve ipek halı. 200 X 400 cm. British Council Koleksiyonu.
Tim üniversitede bilgisayar bilimleri okuyor ve Tunbridge Wells’li tatlı bir kızla çıkıyor. Solda artık özel bir yerleşimde oturan ve lüks bir arabaları bulunan Tim’in annesini ve üvey babasını görüyoruz. Anne halı çimi elektrik süpürgesiyle süpürüyor, baba golf oynamaktan geliyor. Bir tartışma yaşanmış ve Tim ile kız arkadaşı oradan ayrılıyorlar. Bir gökkuşağının altından geçerler, o sırada toplumsal hareketlilik tanrısı Jamie Oliver tepeden bakmaktadır. Tıpkı Masaccio’nun Cennet Bahçesinden Kovulma resmindeki (yak. 1425) Adem ve Havva gibi bir günah işlemişlerdir. Sağda, bir yemek daveti başlamak üzeredir. Tim’in kız arkadaşının anne-babası ve arkadaşları olan konuklar yeni geleni kutlamaktadır.
Metin (Tim’in kız arkadaşının sesiyle):
“Tim’le Kolej’de tanıştım, tam bir morondu. Beni annesi ve üvey babasıyla tanışmaya götürdü. Evleri o kadar temiz ve düzenliydi ki, ne bir toz zerresi ne de Tanrı saydığı Jamie dışında bir kitap. Annesi, benim Tim’i bir züppe haline getirdiğimi söylüyor. Anne babası onun ne kadar akıllı olduğunun farkında değil. Babam Tim’in aksanıyla dalga geçti ama onu orta sınıfın güneşle aydınlanan yaylalarına buyur etti. Umarım Tim paraya olan takıntısından kurtulur.”
“Virgin” Anlaşmasının Müjdesi
“‘Virgin’ Anlaşmasının Müjdesi, 2012. Yün, pamuk, akri̇lik, polyester ve ipek halı. 200 X 400 cm. British Counci̇l Koleksiyonu.
Tim, geniş kır (ikinci) evinin mutfağında ailesiyle dinleniyor. İş ortağı (sarılı) biraz önce ona yazılım şirketlerini Richard Branson’a sattıkları için artık aşırı derecede zengin bir adam olduğunu söyledi. Masada, zengin hayat tarzının kültürel cömertliğini gösteren ölüdoğa var. Solda kayınvalide ve kayınpederi okuyor ve büyük çocuğu kilimin üzerinde oynuyor. Sağda Tim, karısı tweet atarken bebeğini hoplatıyor. Bu resim üç farklı Müjde resmine göndermeler içerir; Carlo Crivelli(sebzeler), Matthias Grünewald (iş arkadaşının ifadesi) ve Robert Campin (zambaklarla dolu sürahi). Dışbükey ayna ve bir kenara atılmış ayakkabılar servet ve statünün o büyük resimsel sergilenmesi olan Jan van Eyck’in Arnolfini Portresi’ni hatırlatır (1434).
Metin (Tim’in iş ortağının sesiyle):
“On yıldır Tim’le çalışıyorum, bir deha, üstelik çok da gerçekçi. Tim inanılmaz derecede azimlidir, asla başarılı olduğunu düşünmez. Annesi öldüğünden beri daha sakin. Çok terapi gördü. İyi olmak istiyor.”
Üst Sınıf Çıkmazda
“Üst Sınıf Çıkmazda”, 2012. Yün, pamuk, akrilik, polyester ve ipek halı. 200 X 400 cm. Bri̇tish Council Koleksiyonu.
Tim Rakewell ve karısı kırklı yaşlarının sonlarındalar, çocukları büyümüş. Thomas Gainsborough’nun toprak sahibi eşrafı resmettiği ünlü portresindeki (yak. 1750) Mr ve Mrs Andrews gibi, Cotswolds malikânelerinin arazisinde geziniyorlar. Yeni paradırlar; hayatları boyunca asla üst-sınıf olamazlar. Günbatımının ışığında, vergi, toplumsal değişim ve geçim masrafı köpekleri tarafından avlanan, yıpranmış tüvit gönüyle, ihtiyar aristokrat geyiği izlerler. Eski toprak sahibi tür ölmektedir. Tim’in kendi sorunları vardır; bir “kalantor” olarak, evinin önünde çadır kuran “İşgal et” tarzı bir protesto hareketinin öfkesini üzerine çekmiştir. Geyiğin boynuzlarının ardında silueti görülen protestocu, bir geyiğin başının üzerinde yükselen çarmıh resimlerine göndermede bulunur.
#Ağıt
“#Ağıt”, 2012. Yün, pamuk, akrilik, polyester ve ipek halı. 200 X 400 cm. British Counci̇l Koleksiyonu.
Bir alışveriş merkezi yakınındaki bir kavşakta gerçekleşen araba kazası sonucunda ortaya çıkan sahne. Tim ölmüş halde, bir yabancının kollarında yatmaktadır. Gösterişli ikinci karısı, Ferrari’sinin enkazının ortasında şaşkın ve kan içinde ayakta duruyor. Sağda sağlık görevlileri cesedi kaldırmaya hazırlanıyor. Solda, polis ve itfaiyeciler kaza ortamını kaydediyor ve temizliyor. İzleyiciler kameralı telefonlarıyla internete yüklemek üzere fotoğraflar çekiyor. Köpeği ölmüş yatıyor. Karısının pahalı çantasının içindekiler Hello dergisinin, kapağında Tim ve onun bulunduğu nüshasının üzerine saçılmış. Bu resme ilham vermiş olan, Rogier van der Weyden’in Ağıt (yak. 1460) adlı resminin altında bir kafatası vardır; ben bunun yerine ezilmiş bir akıllı telefon koydum; bu Tim’in annesinin telefonunu almaya çalıştığı, dizinin ilk halısına göndermede bulunur. Bu sahne aynı zamanda, Tom Rakewell’in Tımarhane’de çıplak halde öldüğü, Hogarth’ın Bir Hovardanın Seyri’nin son resmini de yansıtır.
Metin (oradan geçen bir kadının sesiyle):
“Gece dışarı çıkmıştık, eve dönüyorduk, bu iki araba yarış halinde hızla yanımızdan geçti. Gösteriş yapan orta yaşlı adamlar, kırmızılı olan kontrolü kaybetti. Şoförün kemeri takılı değildi. Hiç şansı yoktu. Kadın yolcu iyiydi ama şoktan kaskatı kesilmişti. Ben hemşireyim. Adamı kurtarmaya çalıştım ama kollarımda can verdi. Ünlü bilgisayarcı Rakewell olduğunu sonradan öğrendim. Bana tek dediği şey, ‘Anne’ oldu. O kadar parası var ve sefil bir halde ölüyor.”
Grayson Perry Küçük Farklılıklar sergisi 13 Mayıs - 26 Temmuz 2015 tarihleri arasında Pera Müzesi’nde gerçekleşti.
Grayson Perry bu çömlekte cansız nesnelerin, özellikle de alışveriş merkezlerinden satın aldığımız nesnelerin, kanepelerin, meyve suyu sıkacaklarının ve pahalı temizlik araçlarının dile gelip, hakkımızda tam olarak ne düşündüklerini bize söylediklerini hayal ediyor.
Tüketimci kültürü eleştiren bu eserden yola çıkarak Harun Çırak’tan bu şeylerin neler söylediklerini, nasıl söylendiklerini hayal etmesini istedik. Dört bölümlük “Söylenen Şeyler” yazı serisinin ilk bölümde hevesle satın alındıktan sonra bir köşeye fırlatılan meyve sıkacağına kulak kabartıyoruz…
Salı - Cumartesi 10.00 - 19.00
Cuma 10.00 - 22.00
Pazar 12.00 - 18.00
Müze Pazartesi
günü kapalıdır.
Çarşamba günleri öğrenciler müzeyi
ücretsiz ziyaret edebilir.
Tam: 200 TL
İndirimli: 100 TL
Grup: 150 TL (toplu 10 bilet ve üstü)