Hikâyenin Tohumları: Aile Öyküleri

Pera Yetişkin

  • 1 Eylül 2023 / 19.00

Göbeklitepe ve çevresini fotoğraflarken gizem, köken ve sonsuzlukla ilgili soruların peşinden giden sanatçı Isabel Muñoz’un, fotoğrafın “hiç anlatılmamış hikâyeleri anlatma gücüne” olan inancından ilham alan bu atölyede, hikâye oluşturmanın ve anlatmanın kökenleri araştırılıyor. Ailelerde anlatılagelen hikâyeler/masallar ya da ailelerin geçmişinde yaşanmış anılar/anlatıların ışığında, bir hikâyeyi yazmanın ve sözlü olarak anlatmanın birbirinden farklı dinamikleri üzerine düşünen katılımcılar, atölyede oluşturdukları hikâyeyi yaşatmak ve asli işlevini devam ettirmek için hikâyelerinin anlatıcısı olmaya davet ediliyor.

NotKatılımcıların atölyeye gelirken duydukları bir aile hikâyesini, geçmişte anlatılmış bir masalı düşünmeleri ya da yanlarında aile yadigârı bir nesne/fotoğraf getirmeleri tavsiye edilir.

Atölye yürütücüsü: Ekin Can Göksoy & Mete Özel
Kontenjan: 10 kişi 
Süre: 90 dakika 
Atölye başına katılım bedeli: 200 TL

Etkinlik Pera Müzesi’nde (yüz yüze) gerçekleşecektir. 
Detaylı bilgi: ogrenme@peramuzesi.org.tr

yükleniyor ... Yükleniyor...
yükleniyor ... Yükleniyor...
yükleniyor ... Yükleniyor...
Yükleniyor ...

Deniz Sefası

Deniz Sefası

Deniz hamamından plaja geçiş ise bir devrim niteliğindeydi. Rus ihtilalinde ülkelerinden kaçan Beyaz Ruslar, İstanbul’da pek çok dönüşüme neden olmuşlardı, bunlardan en önemlisi de halkın denizle buluşmasına vesile olan plaj alışkanlıklarıydı. 1920’lerden itibaren deniz hamamları evrilerek yerlerini yavaş yavaş kadın ve erkeğin beraber denize girebildiği plajlara bıraktı. Bu blog yazımızda İstanbul’un plajlarını ve onların özelliklerini ele alıyoruz.

Niko Pirosmani

Niko Pirosmani

“İsimsiz bir Mısır freski, bir Afrika putu ya da bir Girit vazosu: Pirosmani’nin işleri bunların arasında sayılmalı. Onu gerçekten algılayabilmenin tek yolu bu… Bir Pirosmani görünce, insan Gürcistan’a inanç duymaya başlar.”

Sergey Parajanov Anlatıyor

Sergey Parajanov Anlatıyor

“Olabilecek en kötü hapishane koşullarıyla karşılaştığımda, bir seçim yapmak zorunda olduğumu anladım: ya dibe vuracaktım ya da bir sanatçı olacaktım.”