Camaltında devr-i alem

26 Ekim 2005 - 8 Ocak 2006

Halk sanatları, özellikle de belirli bir teknik çevresinde biçimlenen sanatlar, ülkeden ülkeye kaçınılmaz benzerlikler gösterirler. Bu benzerlikleri doğuran şey de onları üreten, çoğunlukla eğitimsiz, doğaya ve toprağa yakın insanların, ülkeden ülkeye kıtadan kıtaya pek değişmeyen 'naif'liği, saf yürekliliğidir genellikle.

Ne var ki, böyle bir sanat dalını değişik coğrafyalardan örnekleriyle inceleme olanağı bulduğumuzda, bu yaratı alanında benzerliklerin yanı sıra çok büyük çeşitliliklerin de gözlendiğini ve belirli bir tekniğin sınırları içinde bile inanılmaz zenginliklerin kaynaştığını görürüz.

Camaltında devr-i alem sergisi, bu olguyu çarpıcı bir biçimde gözler önüne seren bir derleme. Değerli sanatçı Neveser Aksoy'un, dünyanın dört bir yanından camaltı resmi örnekleriyle oluşturduğu büyük koleksiyon esas alınarak ve ondan yapılmış bir seçmeyle hazırlanan bu sergi, Ömer Bortaçina, Renan ve Sinan Genim, Suna ve İnan Kıraç koleksiyonlarından katkılarla zenginleşerek bize, ülkemizde ve dünyada büyük ölçüde unutulmaya yüz tutmuş bir sanatın rengarenk dünyasını kat etme olanağını verdi.

Sergide ve katalogda yer alan, dört kıtadan seçilmiş iki yüze yakın camaltı resmi, bu sanatın değişik coğrafyalara göre ne tür farklılıklar sergilediğini ve daha da önemlisi Anadolu Camaltı sanatının bu yelpazede ne denli etkileyici ve benzersiz bir yer tuttuğunu gösterdi.

Camaltında devr-i alem

Camaltında devr-i alem

Halk sanatları, özellikle de belirli bir teknik çevresinde biçimlenen sanatlar, ülkeden ülkeye kaçınılmaz benzerlikler gösterirler. Bu benzerlikleri doğuran şey de onları üreten, çoğunlukla doğaya...

Giorgio de Chirico

Giorgio de Chirico

De Chirico, Mart 1910’da, annesi ve erkek kardeşiyle birlikte Floransa’ya taşındı. De Chirico, ilk metafizik resmini yaptı: Santa Croce Meydanı’ndan esinlediği Bir Güz Öğleden Sonrasının Muamması’nı. 

Nesnelerin Hafızası

Nesnelerin Hafızası

Hediyelik eşyaların kültürel tarihini ele aldığı kitabında Rolf Potts bu tür nesnelerin kişisel hikâyelerle anlam kazandığından bahseder: Nesneler sakladıkları hikâyelerle hatıralara dönüşür. Hatıraları dünyayı değerlendirmek için değil, kendi hikâyemizi anlatmak için toplarız.

Portmantoda Olağan Dedikodular

Portmantoda Olağan Dedikodular

 Dört bölümlük “Söylenen Şeyler” yazı serisinin ikinci bölümde evin portmantosunda yolları kesişen eşyaların dedikodusuna kulak misafiri oluyoruz…