İstanbul’dan Bizans’a

Yeniden Keşfin Yolları, 1800–1955

23 Kasım 2021 - 13 Mart 2022

On dokuzuncu ve yirminci yüzyılın başında, İstanbul’da jeopolitik, diplomatik, akademik, sanatsal ve yerel çıkarların kesişmesi, zengin ve ortak bir miras olarak Bizans geçmişine dair bilinci artırmıştı. Pera Müzesi ve İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nün, Brigitte Pitarakis’in küratörlüğünde hazırladıkları İstanbul’dan Bizans’a: Yeniden Keşfin Yolları, 1800–1955 sergisi, Osmanlı başkentinin, bir bilim dalı olarak gelişmeye başlayan Bizans araştırmalarının şekillenmesindeki merkezi rolünü irdeliyor. 

İstanbul’un canlı ve çok kültürlü ortamında, Bizans’a odaklanan yeni kurulmuş  kültürel ve akademik kurumlarda yan yana gelen farklı geçmiş, köken ve ülkelerden kişilerin oluşturduğu entelektüel çevrelerde ortak bir tutku ortaya çıkmıştı. Şehri modernleştirme çabalarının harekete geçirdiği görsel dönüşümle birlikte Konstantinopolis’e dair, basitleştirilmiş oryantalist bakışın hayali tablo manzarası algısını kırmaya yönelik adımlar atılmış, yeni ortaya çıkan veya yeniden değerlendirilen arkeolojik buluntular akılcı bir yaklaşımla ele alınmıştı. İstanbul’un Bizans geçmişini belgelemeye çalışanlar şehrin kültürel mirasının korunmasında yol gösterici olmakla kalmamış, bilimsel araştırma yöntemleri de geliştirmişti.

İstanbul’dan Bizans’a sergisinin merkezinde yer alan, Bizans’a bilimsel bir yaklaşım getiren ve bu güne kadar yeterince çalışılmamış bu gelişmeler İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin Bizans koleksiyonları başta olmak üzere, etkileyici bir arşiv seçkisiyle belgeleniyor. İstanbul Arkeoloji Müzeleri, İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi, Ömer Koç, Suna ve İnan Kıraç Vakfı, Alman Arkeoloji Enstitüsü İstanbul, Galeri Nev İstanbul, Serap Kayhan, Dr. Safder Tarim, Büke Uras koleksiyonlarından ve Birmingham East Mediterranean Archive, Paris EPHE, Fonds Gabriel Millet, Collège de France, Fonds Thomas Whittemore, Bibliothèque nationale de France arşivlerinden derlenen kitap, baskı, harita, fotoğraf, belge, resim ve de A. Tayfun Öner’in hazırladığı animasyonla, Bizans’ın modern keşfinin ilk evreleri ve bu mirasın bir akademik araştırma, koruma ve geniş ilgi alanına dönüşümü bu kapsamda ilk kez sunuluyor.

logo

3 Boyutlu Gezin!

İstanbul’dan Bizans’a

İstanbul’dan Bizans’a

İstanbul’dan Bizans’a: Yeniden Keşfin Yolları, 1800-1955, şehrin Bizans mirasına dair yeni bir uluslararası ve yerel farkındalığın oluşmasında İstanbul’un merkezi rolünü inceliyor. 1800’lü yıllardan 1955’e kadar şehrin bazı anlarına bakmanın ötesinde, İstanbul’u, imparatorlukların maddi ve entelektüel zenginliğini cezbederek Bizans’a dair bilgi birikiminin gelişmesi ve Bizans araştırmalarının bir disipline dönüşmesiyle sonuçlanan bir çekim merkezi olarak da ele alıyor. 

İstanbul’dan Bizans’a: Yeniden Keşfin Yolları, 1800–1955 Sergi Turu <br> Gülru Tanman

İstanbul’dan Bizans’a: Yeniden Keşfin Yolları, 1800–1955 Sergi Turu
Gülru Tanman

Pera Müzesi ve İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nün, Brigitte Pitarakis’in küratörlüğünde hazırladıkları İstanbul’dan Bizans’a: Yeniden Keşfin Yolları, 1800–1955 sergisi, Osmanlı başkentinin, bir bilim dalı olarak gelişmeye başlayan Bizans araştırmalarının şekillenmesindeki merkezi rolünü irdeliyor. 

Yarıyıl Tatili Atölyeleri

Pera Müzesi Öğrenme Programları, Yarıyıl Tatili Atölyeleri kapsamında 7-12 yaş gruplarına uygun olarak Zoom Meeting uygulaması üzerinden gerçekleşecek etkinliklerde, rehber eşliğinde yapılan 3 boyutlu çevrimiçi sergi turunun ardından sergiye yönelik çeşitli atölyeler düzenliyor.

Osmanlı’da Kahve İkramı

Osmanlı’da Kahve İkramı

Osmanlı saray ve konak haremlerinde kahve ikramı törenle yapılırdı. Önce gümüş tatlı takımı ile tatlı (reçel) sunulur, ardından kahve ikramı başlardı. Kahve güğümü, tombak, gümüş veya pirinçten yapılmış, ortasında kor ateş bulunan ve kenarlarına takılı üç zincirden tutularak taşınan sitile oturtulurdu. Sitil örtüsü ise, yuvarlak, atlas veya kadifeden, sırma, sim, pul, hatta inci ve elmas işlemeli olurdu.

Giacometti Paris’te

Giacometti Paris’te

Serginin ikinci bölümü Alberto Giacometti’nin 1922-1935 arasında, Post-Kübist sanatçılar ve Gerçeküstücü akımla ilişkisi, Paris’te yaptığı önemli bir heykel grubu, Paris’teki ilk yıllarını ve dönemin sanat sahnesinde oynadığı belirleyici rolü açığa vuruyor.

18 ve 19. Yüzyıl Resimlerinde Camiler

18 ve 19. Yüzyıl Resimlerinde Camiler

Batılı ressamların eserlerinde camiler İstanbul kentinin kimliğini yansıtan başlıca mimari unsurlar olarak karşımıza çıkar. Bazen resimde gösterilen kentin İstanbul olduğunu sadece camilere bakarak anlayabiliriz. Detaylar gerçekle uyuşmasa da, deniz ve ufukta bazen abartılı ölçülerle verilen camiler mekanın tartışmasız biçimde İstanbul olduğunu söyler bize.