Suna ve İnan Kıraç Vakfı Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri Koleksiyonu

Suna ve İnan Kıraç’ın ilk kez 1980’lerde oluşturmaya başladıkları Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri Koleksiyonu, bir yandan bazı koleksiyoncuların birikimlerinin zaman içinde satın alınarak koleksiyona katılması, bir yandan da yurtiçinden ve yurtdışından yapılan düzenli alımlar sonucunda hızla gelişmiş ve ülkemizin kendi alanında en kapsamlı koleksiyonu haline gelmiştir.

Bugün sekiz binden fazla objeden oluşan bu dünya çapındaki koleksiyon, klasik öncesi çağlardan günümüze Anadolu’da kullanılagelmiş başlıca ağırlık ve ölçü aletlerini,  arazi ölçümünden her türlü alışverişe, mimarlıktan kuyumculuğa, denizcilikten eczacılığa kadar çok çeşitli alanlardan her türlü ağırlık, uzunluk, hacim ölçüsünü bünyesinden barındıran ve bununla, gerek dönemler ve kültürlerarası sistem ilişkilerinin, gerekse dönüşümlerin ve sürekliliklerin izlenmesine olanak veren, çok değerli bir bilimsel kaynak niteliği taşımaktadır.

Koleksiyondan mekânın elverdiği ölçüde hazırlanmış geniş bir seçki, kronolojik bir düzenleme içinde izleyicilere sunulmuştur. Bu kapsamda sergilenmeyen parçaların da, ileride yapılacak “tematik” düzenleme ve sergilemelerle dönem dönem gün ışığına çıkarılmasına ve Anadolu kültür tarihinin bu heyecan verici ilgi alanına yeni ışıklar tutulmasına özellikle çaba gösterilecektir.

Mihrimah Sultan

Mihrimah Sultan

Bu eser, çeşitli koleksiyonlardaki benzer örneklere dayanarak, 16. yüzyılda Avrupalı ressamlar tarafından sıklıkla yapılmış Mihrimah Sultan portrelerinden biridir.

 

Oryantalist Resimlerde İstanbul Boğazı

Oryantalist Resimlerde İstanbul Boğazı

Kenti kuzeyden güneye bölen, iki kıtayı ayıran, İstanbul’u batılı ressamlar için çok özel kılan Boğaz, batılı ressamlar için kentin en pitoresk görünümlerini sunar. Kimi zaman, örneğin Ziem’in resimlerinde olduğu gibi masalsı bir İstanbul atmosferi yaratırken en önemli unsurlardan biri Boğaz’dır. 

Osmanlı’da Kahve İkramı

Osmanlı’da Kahve İkramı

Osmanlı saray ve konak haremlerinde kahve ikramı törenle yapılırdı. Önce gümüş tatlı takımı ile tatlı (reçel) sunulur, ardından kahve ikramı başlardı. Kahve güğümü, tombak, gümüş veya pirinçten yapılmış, ortasında kor ateş bulunan ve kenarlarına takılı üç zincirden tutularak taşınan sitile oturtulurdu. Sitil örtüsü ise, yuvarlak, atlas veya kadifeden, sırma, sim, pul, hatta inci ve elmas işlemeli olurdu.