Suretin Sireti

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Sanat Koleksiyonu'ndan Bir Seçki

2 Kasım - 31 Aralık 2011

“Suret, siretin aynasıdır. Bunun ne derece doğru olduğu bilinemez. Yalnız bilinen bir şey varsa ahlâktan çok sanatın buna inanmış olmasıdır.”
Malik Aksel, Hisar, 1957

Suretin Sireti başlıklı sergi, bir sanat tarihi yazımı, var olan bilginin doğası ve kaynağı ile ilişkili olarak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Sanat Koleksiyonu’ndan seçilerek sergilenen yapıtlarla sınırlı bir arkeoloji çalışması, yeniden ziyaret ediş ya da suretin sirete uygunluğuna ilişkin bir deneme olarak algılanabilir. Bu başlıkla amaçlanan; Türkiye’deki modern/çağdaş sanat tartışmalarını, modern sanat müzeleri ile sanat tarihi yazımını belirleyen ana görüşleri bir koleksiyon sergisi üzerinden yeniden düşünmek, belli dönemleri önemsemek ya da eleştirmekten ziyade süreçleri şeffaflaştırma isteğidir.

“Görünüş, biçim, resim, resim kopyası, nüsha, fotoğraf, yol, tarz” gibi anlamları olan “suret” sözcüğü, İslam felsefesinde, varlığın görünen, beş duyu ile algılanan yönüne karşılık geliyor. “Siret” ise bir kişinin görülmeyen, duyularla sezilebilen, soyut, tinsel durumunu, hal ve davranışlarını, doğasını, ahlakını, duygularını, karakterini, suretten öte olanı tanımlıyor. Bu açıdan bakıldığında, sergi dolayısıyla bir koleksiyonu yeniden ziyaret isteğinin, Merkez Bankası’nın birikimini 1994’te kamuyla paylaştığı “1950-2000” sergisinin “modern ve ötesi” eksenindeki görünümüyle ilişkili olduğu düşünülebilir. Bu ilişkinin temel değişkenleri, köşe taşları ise sergi metninin ana sorunsalıdır. Bu nedenle metni kuran ana fikir, Merkez Bankası Koleksiyonu’nun, kayıt altına alındığı ve oluşturulduğu tarih itibariyle anlamını, önerdiği tartışmaları ve sanat tarihi içinde nasıl bir yere konumlandığını, bugünden geçmişe yapılan bir ziyaret aracılığıyla sorgulamak ve sanat tarihi yapmaktan çok yazılı ve yazısız tarihin nasıl inşa edildiği üzerinde durmakla ilişkilidir.

Suretin Sireti sergisi, yapıtların kendi tarihlerini ne ölçüde aşacaklarını, sanat yapıtlarını ve tarihini değişik zamanlarda yorumsa-ya/n-cak kişiler açısından ne anlam ifade ettiğini/edeceğini düşünmek, bizi dünyaya açılmaya zorlayan yanlılıklar olarak işleyen önyargılarımıza karşı yeni önyargılar ve sorular üretmek için bir fırsat olarak görüldü. Bir bakıma, koleksiyonu oluşturan yapıtları, düşünceleri tarihselleştirerek ya da tarihselleştirmeyerek bugünün değer yargılarıyla, yargı ya da önyargının değişmezliğine ilişkin bir diğer görüş üretme olasılığı her zaman vardır.

Suretin Sireti sergisi, büyük ölçüde bundan on yedi yıl önce açılan “1950-2000” sergisinde yer alan yapıtlar arasından seçilerek düzenlendi. Zeynep Yasa Yaman’ın küratörlüğünü ve metin yazarlığını üstlendiği sergide doğumları 1905 ile 1960 yılları arasında değişen 36 sanatçının 61 yapıtı sergilendi.

Sanatçılar: Halil Akdeniz, Alaettin Aksoy, Erol Akyavaş, Özdemir Alttan, Serdar Arat, Şükrü Aysan, Yüksel Arslan, Hakkı Anlı, Bedri Baykam, Sabri Berkel, Adnan Çoker, Nejat Devrim, Osman Dinç, Abidin Dino, Tiraje Dikmen, Burhan Doğançay, Devrim Erbil, Neş’e Erdok, Turan Erol, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Selma Gürbüz, Mehmet Güleryüz, Serhat Kiraz, Komet (Gürkan Coşkun), Ergin İnan, Zeki Faik İzer, Fikret Mualla, Mübin Orhon, Kemal Önsoy, Orhan Peker, Mithat Şen, Canan Tolon, Selim Turan, Ömer Uluç, Burhan Uygur

Suretin Sireti

Suretin Sireti

3 Ekim 1931 tarihinde kurulan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın Sanat Koleksiyonu, doğumları 1882 ile 1960 yıllarına rastlayan farklı kuşaklardan sanatçıların, 1908’den günümüze ulaşan...

Video

İdeoloji

İdeoloji

Sergi, “Balkanlar” olarak bilinen bölge ülkelerinden farklı kuşaklardan sanatçı ve sanatçı gruplarına odaklanıyor ve bölgenin kaçınılmaz olarak akla gelen siyasi çağrışımları göz önünde bulundurulmaksızın bir doğa olayı üzerinden biçimleniyor.

Motiflerin Hatırlattıkları

Motiflerin Hatırlattıkları

İslam sanatlarında öne çıkan motifler, taşıdıkları sembolik anlamlarla bugünkü üretimleri şekillendirmeye devam ediyor. Kütahya çinilerinde görülen bitkisel bezemeler ve geometrik desenler hem vazo, sürahi gibi seramik objelerde hem de mimari süslemelerde kullanılıyor.

Esir Sultan

Esir Sultan

Yunanlıların Türk boyunduruğunu kırmak için yürüttükleri savaş Avrupa tarafından yakından takip ediliyordu. Romantizmin hakim olduğu bu çağda, Yunanistan’ın çevresinde 1821 ile 1832 arasında gelişen olaylar ulusal bağımsızlık mücadelesinin bir sembolü haline gelmişti.