Voronoi

oddviz

3 Mart 2020 - 28 Nisan 2024

Pera Müzesi 15. yılında, sanatçı kolektifi oddviz’in Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kütahya Çini ve Seramikleri koleksiyonundan ilhamla ürettiği Voronoi başlıklı videoyu sunuyor. Müzede "Kahve Molası" sergisi kapsamında bir bölümü sergilenen koleksiyondan seçilen yaklaşık 150 eserin fotogrametri tekniği kullanılarak üç boyutlu modellenmesi ve dijitalize edilmesiyle ortaya çıkan video, eserlerin yepyeni bir perspektiften değerlendirilmesine olanak tanıyor.

Voronoi, koleksiyonda bulunan, 18. yüzyıldan 20. yüzyıla uzanan bir zaman diliminde üretilmiş eserleri güncel ve dijital bir dil aracılığıyla bugüne aktarıyor. Fiziksel ile dijitalin birbirine temas ettiği noktalara odaklanan ve ikisi arasındaki geçişliliği vurgulayan video, kültür varlıklarının korunması, saklanması, gelecek nesillere aktarılması ve bu süreçlerde kurumsal olarak müzelerin oynadığı rolü düşündürürken, eserlerin yepyeni bir perspektiften değerlendirilmesine olanak tanıyor. Video, başlığını modellenen objelerin dijital ortamda kırılmasına olanak tanıyan matematik fonksiyonundan alıyor.

oddviz hakkında
oddviz sanatçı kolektifi objeleri veya mekânları fotogrametri tekniği ile tarayarak üç boyutlu dijital replikalarını üretir. Kolektif, dijitalleştirdiği değerleri sanal ortamda bir araya getirir, yerleştirmesini, mekân ve ışık tasarımını yaparak görselleştirir.

Çağrı Taşkın mimarlık eğitimi aldı. Üç boyutlu modelleme, görüntü işleme ve görselleştirme konularında çalışıyor. Serkan Kaptan mühendislik okudu, çevre bilimleri konusunda lisansüstü eğitim aldı. Dijital sanatlar, performans sanatları, politik ekoloji ve kolektifler üzerine çalışıyor. Erdal İnci resim eğitimi aldı, fotoğraf ve dijital sanatlar alanlarında üretim yapıyor.

Kütahya Çini ve Seramikleri Koleksiyonu hakkında
Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kütahya Çini ve Seramikleri Koleksiyonu, 18. yüzyıldan 20. yüzyıla uzanan bir zaman diliminde Kütahya’da gelişen çini ve seramik sanatının önemli örneklerini bir araya getiriyor.

Osmanlı döneminde İznik’ten sonra en önemli seramik üretim merkezi olan, Frig, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde de yoğun biçimde seramik üretimine sahne olan Kütahya, bu sanatı geleneksel yöntemleriyle günümüze dek yaşatmış bir kent. 17. ve 18. yüzyıllarda en yetkin örneklerini veren, daha sonra üretim ve çeşitliliğin azalmasıyla gerileyen Kütahya çiniciliği, 19. yüzyıl sonlarında yeniden canlanmış, İznik ve Çanakkale çiniciliği arasında bir çizgide “kent sanatı” olarak, zengin ürün yelpazesi ve sürekliliğiyle Osmanlı sanat mozaiğinin önemli parçaları arasında yer almıştır. Özellikle İznik’teki üretimin durmasıyla bugünkü kimliğini oluşturan Kütahya çini ve seramikleri, gündelik hayatın gereksinimlerine yönelik bir üretimi yansıtır.

1980’li yıllarda oluşturulmaya başlanan Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kütahya Çini ve Seramikleri Koleksiyonu, yıllar içinde genişleyip zenginleşerek çeşitli dönem ve türden 1000 civarında eseri bir araya getiren kapsamlı bir koleksiyon olmuştur. Bezeme ve form açısından geniş bir çeşitlilik sunan koleksiyon, sıra dışı ve nadir örnekleri de barındırır. Dönemsel farklılıkların yanı sıra atölye ve usta özelliklerinin de ön plana çıktığı bu seramik ve çiniler, yaklaşık üç yüz yıllık bir sürecin hikâyesini anlatıyor.

Bir Fotoğrafçı Biyografisi Pascal Sebah

Bir Fotoğrafçı Biyografisi Pascal Sebah

1857’de Beyoğlu Postacılar Caddesi’nde “El Chark Societe Photograhic” adlı bir stüdyo açan levanten kökenli Pascal Sébah, 1860 yılında fotoğraf tekniğini iyi bilen ve bu alanda Paris’te çalışmalar yapmış A. Laroche adında bir Fransızla birlikte çalışmalarını sürdürmek üzere Rus Elçiliği’nin bitişiğindeki stüdyosuna taşınır...

Esir Sultan

Esir Sultan

Yunanlıların Türk boyunduruğunu kırmak için yürüttükleri savaş Avrupa tarafından yakından takip ediliyordu. Romantizmin hakim olduğu bu çağda, Yunanistan’ın çevresinde 1821 ile 1832 arasında gelişen olaylar ulusal bağımsızlık mücadelesinin bir sembolü haline gelmişti. 

Öğrendiğim 10 Şey: Narın Rengi

Öğrendiğim 10 Şey: Narın Rengi

Narın Rengi’nin yönetmeni Sergey Parajanov, Gürcistan’ın Tiflis şehrinde doğmuş olsa da, aslen Ermeni’ydi. Sayat-Nova ile kendini ruhen yakın hisseden Parajanov, çok sayıda kültüre ev sahipliği yapan Transkafkasya ile arasındaki bağ sebebiyle, ozanın yaşamını beyaz perdeye aktaracak ideal sanatçı olduğuna inanıyordu