Yönetmen: Claire Denis
Oyuncular : Isabelle Huppert, Christopher Lambert, Isaach De Bankolé
Fransa 106’, 2009, renkli
Fransızca, Türkçe altyazıyla


Hareketli ve samimi dramalarıyla tanınan çağdaş Fransız sinemasının önemli yönetmenlerinden Claire Denis, Beyaz İnsan’da unutulmaz bir çatlak karakter ile karşımız çıkıyor. Isabelle Huppert’in vahşi bir anlatımla oynadığı Maria, tırmanan iş savaşa karşı ailesine ait dağılmakta olan kahve plantasyonlarından umutsuzca vaz geçmemeye çalışan Afrika’da yaşayan beyaz bir kadındır. Denis’nin nefes kesici görsel üslubunun damgasını vurduğu, seyircinin de şiddetli bir girdabın içine çekildiği Beyaz İnsan, Avrupa sömürgeciliğinin can çekişmesini sürükleyici bir biçimde canlandırırken kendi aklında kaybolmuş bir kadına da etkileyici bir bakış getirir.

Isabelle Huppert / SıraDişi

Kaçan Kurtulur – Hayat

Isabelle Huppert / SıraDişi

Sil Baştan

Isabelle Huppert / SıraDişi

Seremoni

Isabelle Huppert / SıraDişi

Isabelle Huppert:
Yaşam Boyu Oynamak

Isabelle Huppert / SıraDişi

Loulou

Isabelle Huppert / SıraDişi

Bir Kadın Meselesi

Isabelle Huppert / SıraDişi

Beyaz İnsan

Deniz Sefası

Deniz Sefası

Deniz hamamından plaja geçiş ise bir devrim niteliğindeydi. Rus ihtilalinde ülkelerinden kaçan Beyaz Ruslar, İstanbul’da pek çok dönüşüme neden olmuşlardı, bunlardan en önemlisi de halkın denizle buluşmasına vesile olan plaj alışkanlıklarıydı. 1920’lerden itibaren deniz hamamları evrilerek yerlerini yavaş yavaş kadın ve erkeğin beraber denize girebildiği plajlara bıraktı. Bu blog yazımızda İstanbul’un plajlarını ve onların özelliklerini ele alıyoruz.

Haliç

Haliç

Batılı ressamların İstanbul’u konu alan resimleri söz konusu olduğunda Haliç çok özel bir yere ve öneme sahiptir. Topkapı Sarayı ve anıtsal yapıların yer aldığı Tarihi Yarımada’yla, batılıların konakladığı, yabancı elçiliklerin yer aldığı Galata’yı birbirinden ayıran bu su kütlesi, geçişimli bir sınır gibidir adeta. 

Sonsuz Paris (1959-1965)

Sonsuz Paris (1959-1965)

1960’lı yıllarda, Alberto Giacometti yaşadığı kente, Paris’e, sokaklarını, kafelerini, atölyesini ya da karısı Annette’in dairesi gibi daha özel yerleri çizerek saygısını sunmuştur, bu çizimler onun en son kitabını oluşturacaktır: Paris sans fin (Sonsuz Paris).