Barbara Kruger’ın İktidar, Kapitalizm, Kimlik ve Toplumsal Cinsiyete Odaklanan Pratiği Üzerine

22 Temmuz 2022

Nobel Koleksiyonu’ndan bir seçki sunan Ve Şimdi İyi Haberler sergisinde iki çarpıcı yapıtıyla yer alan sanatçı Barbara Kruger’ın yaşamı ve yapıtlarına yakından bakıyoruz. 

                                                                       “Dijital medyanın gücüyle büyüyen, hızlandırılmış olayların zamanında yaşıyoruz.”

                                                                                                                                                                                            Barbara Kruger  

Barbara Kruger 1970’lerden beri metin ve görsel ilişkisini ön plana çıkaran güçlü söylemler üretiyor. 1945’te New Jersey, ABD’de doğan sanatçı, ekonomik güçlükler sebebiyle okulu bırakıp kariyerine bir medya şirketinde grafik tasarımcı olarak başlıyor. O dönemde görsel ve metinleri kesip yapıştırarak bir araya getirdiği kolajlar üreten sanatçının pratiği grafik tasarım kariyeri ile şekilleniyor. 

Kruger’ın stili, buluntu görsellerin üzerine yerleştirdiği, kırmızı arka plan üzerine beyaz bold Futura yazı tipi ile belirginleşiyor. Doğrudan bir dil kullanan sanatçı, kısa cümleler ve aforizma benzeri ifadelerle mesajını çarpıcı bir şekilde iletiyor: Bugünün toplumsal sorunlarına odaklanıyor ve özellikle de iktidar, kapitalizm, kimlik ve toplumsal cinsiyet konularında söylemler üretiyor. Metin ve anlam ilişkisi hakkında “Kuşkusuz bu metinlerin akla getirdiği belli anlamlar var. Fakat her izleyici okumasına kendi öznelliğini katıyor.” diyen sanatçı, cümlelerin her zaman yoruma açık olduğunun da altını çiziyor.

Barbara Kruger, Untitled (Only the unborn have your right to life) [İsimsiz (Yalnızca doğmamışlar senin yaşam hakkına sahip)], 1986.

Nobel Koleksiyonu’nda Barbara Kruger’ın iki çarpıcı yapıtı yer alıyor. 1986 yılına tarihlenen Untitled (Only the unborn have your right to life) [İsimsiz (Yalnızca doğmamışlar senin yaşam hakkına sahip)] isimli çalışması Steven Spielberg’in 1982 yılında çektiği E.T. filmine adını veren ve fetüsü çağrıştıran dünya dışı varlığı görsel olarak kullanıyor. Çalışmanın sol üst köşesinde ise Kruger kürtaj karşıtı yaklaşıma eleştirel bir yaklaşım ortaya koyarak “Yalnızca doğmamışlar senin yaşam hakkına sahip,” yazıyor. 1990 yılında sanatçı benzer bir sloganın – “Your body is a battleground” [Bedenin bir savaş alanı] yer aldığı posteri kürtaj karşıtı bir organizasyonun posterinin yer aldığı billboard’un tam yanına yerleştiriyor.

Barbara Kruger, “Your body is a battleground” [Bedenin bir savaş alanı] ile kürtaj karşıtı reklam panosu, 1990.

Kruger’ın bu çalışmaları aktivizm ve sanatın iç içe geçtiği örnekler olarak karşımıza çıkıyor. Kadınların bedenleri hakkında söz sahibi olmaları ve patriarkiye karşı savaş vermelerini önemseyen Kruger, beden üzerinde kurulan iktidarı sanat yoluyla etkileyici bir şekilde eleştiriyor. Sanatçının bu yapıtı ne yazık ki günümüzde hala önemini ve geçerliliğini koruyor. Geçtiğimiz haziran ayında ABD'de Yüksek Mahkeme, ülkede 1973'ten bu yana kürtajı yasal hale getiren Roe vs Wade [Wade'e karşı Roe] kararını iptal etti. Yüksek Mahkeme'nin kararına istinaden artık muhafazakâr eyaletler kürtaja daha sıkı kurallar koyabilecek veya doğrudan yasaklamalar getirebilecek. Belki de bu karar, bir geriye dönüş göstergesi olarak, Kruger’ın bu eseri ürettiği dönemden daha belirsiz ve karanlık zamanlardan geçtiğimize işaret ediyor ve eseri zamansız kılıyor.

Barbara Kruger, Untitled (Your Gaze Hits the Side of My Face) [İsimsiz (Senin Bakışın Yüzümün Kenarına İsabet Eder)], 1981.

Kruger’ın erken dönem çalışmaları ise 1970’lerin 2. dalga feminizmi çerçevesinde değerlendirilebilecek oldukça önemli söylemler içeriyor. Örneğin sanatçının en iyi bilinen çalışmalarından Untitled (Your Gaze Hits the Side of My Face) [İsimsiz (Senin Bakışın Yüzümün Kenarına İsabet Eder)] (1981) eril bakışın nesnesi olarak kadın bedenini ele alıyor. Sanatçı, feminist teorinin önemli isimlerinden Laura Mulvey’nin 1975 yılında kaleme aldığı makalesinde bahsettiği “nesneleştiren eril bakış”a göndermede bulunuyor. Modernizmin bakılan, izlenen, pasif bir nesne olarak işlediği kadın bedenini post-modern feminist bir bakış açısıyla yeniden ele alan sanatçı, bu cümleyi klasik bir kadın büstünün yanına dikey ve okunaklı bir biçimde yerleştiriyor. 

Barbara Kruger, You want it. You buy it. You forget it. [İstersin. Satın alırsın. Unutursun.], 2013.

Kruger’ın Ve Şimdi İyi Haberler sergisinde yer alan bir diğer yapıtı ise 2013 yılına tarihlenen bir kapitalizm eleştirisi: You want it. You buy it. You forget it. [İstersin. Satın alırsın. Unutursun.] Sanatçı, bu sloganı ilk defa 24 Kasım 2012’de The New York Times gazetesinde tam sayfa yayımlayarak kamuyla paylaşmıştı. Amerika’da en büyük indirimlerin sunulduğu, dolayısıyla en yoğun alışveriş yapılan günlerden biri olan Kara Cuma hafta sonunda yayımlanan bu ilan, okuyucuya doğrudan ve doğru zamanda hitap eden bir slogandı. Burada okuyucu hem kapitalist düzene alışveriş yaparak katkıda bulunan tüketici, hem de sanatçının tarafında olan, ona hak veren bir özne. Kruger’ın akıllıca konumlandırmasıyla mesajını etkili bir biçimde ileten bu eserde çarpıcı bir şekilde izleyicinin karşısına çıkan göz/bakış ise, ona her an kendisini izleyen biri olduğunu hatırlatıyor, adeta birtakım alışkanlıkları hakkında farkındalık edinmesi gerektiğinin altını çiziyor.

Barbara Kruger, Bitte Lachen / Please cry [Lütfen gül / Lütfen ağla], sergi görüntüsü, Neue Nationalgalerie, Berlin, 2022 © sanatçı ve Sprüth Magers / Mies van der Rohe, VG Bild-Kunst, Bonn 2022 / fotoğraf: Timo Ohler.

Halen yeni eserler üretmeye ve LACMA; Moderna Museet, Stockholm; Institute of Contemporary Arts, Londra; Musée d'art contemporain, Montréal ve Neue Nationalgalerie, Berlin gibi önemli sanat kurumlarında kişisel sergiler açmaya devam eden Kruger, kolajlarını mekâna özgü yerleştirmeler olarak sunuyor, çok kanallı video yerleştirmelerle etkileyici dünyalar yaratıyor. 1982 yılında Venedik Bienali’nde ABD’yi temsil eden sanatçının aynı zamanda yaşam boyu başarı Altın Ayı ödülü de bulunuyor.

Yazar: Ulya Soley

Gökyüzünden İyi Haberler

Gökyüzünden İyi Haberler

Kitle iletişim araçları ve sanat arasındaki ilişkiyi odağına alan Ve Şimdi İyi Haberler sergisinden ilhamla, serginin bölümlerinden yola çıkan burç yorumları hazırladık. Gök cisimlerinin hareketlerinin insanlar üzerindeki etkilerinden esinlenen popüler astroloji dilini kullanarak kurgusal gelecek tahminlerinde bulunan yorumlar, güne dair iyi haberler alma arzusuyla gazetelerde okuduğumuz astroloji köşelerinden ilham alıyor ve sergideki eserlere göndermede bulunuyor. 

Kopyalıyorum Öyleyse Varım

Kopyalıyorum Öyleyse Varım

Yeni toplumsal ve ekonomik sistemler için alternatif modeller öneren SUPERFLEX’in işleri, enerji sistemleri, içecekler, heykeller, kopyalar, hipnoz seansları, altyapılar, resimler, fidanlıklar, sözleşmeler ya da tasarlanmış kamusal alanlar olarak karşınıza çıkabilir.

Tigran Mansurian ile bir söyleşi - Nairi Galstanian

Tigran Mansurian ile bir söyleşi - Nairi Galstanian

 Dünya çapında yankı bulan film üzerine Andrey Tarkovski, Parajanov’u “bir dahi” olarak nitelendirirken Michelangelo Antonioni ise “çarpıcı, mükemmel bir güzellik” olarak tanımladığı filme ilişkin, “Bana kalırsa Parajanov, dünyanın en iyi yönetmenlerinden biri” değerlendirmesinde bulundu. Filmin müziklerini besteleyen ve bu vesileyle yeni, müzikal bir dil icat eden Ermeni besteci Tigran Mansurian ise, Sayat-Nova’yı “evrensel bir öneme sahip, olağanüstü bir olay” olarak tanımladı.