03 Ekim 2017
Pera Müzesi, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) işbirliğiyle, 16 Eylül – 12 Kasım 2017 tarihleri arasında 15. İstanbul Bienali'ne ev sahipliği yapıyor. Müzede 17 sanatçının eserleri yer alıyor. Bienal boyunca bu sanatçıları ve eserlerini blogumuzda ele alıyoruz!
Bu kez Lee Miller aracılığıyla pek “tekinsiz” evleri gözlüyoruz; Hitler ve Eva Braun’un evleri. Keyifli bir okuma dileriz!
Almanca Unheimlich ya da “tekinsiz” sözcüğü, bildik veya sıradan bir şeyin ürkütücü, dehşetengiz ya da tuhaf görünmeye başlamasının bizde yarattığı duyguyu tanımlar. Sigmund Freud’un meşhur analizinden de bildiğimiz Unheimlich sözcüğünün harfiyen çevirisi “ev gibi olmayan”dır. Sözcüğün bu birebir karşılığı, ev içi mekânlarımız gibi en tanıdık ve sevgi dolu alanların, belli koşullar altında garip veya korkutucu bir hale bürünmeye ne kadar da açık olduğunu gösterir. İçinde ev (home) sözcüğünü barındıran başka bir Almanca sözcük olan Heimat (“homeland-anayurt”) ise, Naziler tarafından çarpıtılarak tek bir halkın geleneksel alanına işaret eden ırkçı ve milliyetçi bir ideale dönüştürülmüştür. ABD’li gazeteciler Lee Miller ve David E. Scherman’ın çektiği tarihi fotoğraflar serisi, bu tür temaları öne çıkarır. Miller ve Scherman 1945 yılında bir Almanya gezisine çıktı. Güney Almanya’daki Dachau toplama kampını ziyaret ettikten sonra Münih’e geçerek Adolf Hitler’in dairesinde ve Hitler’in metresi Eva Braun’un yandaki evinde kalabilmeyi başardılar. Tarih 30 Nisan 1945’ti. Nazilerin yenilgiye uğraması yakındı ve daireler Amerikalı askerler tarafından işgal edilmişti. Scherman, zamanında başarılı bir manken olan Miller’ın, Hitler’in özel banyosunda sanki banyo yapıyormuş gibi poz verdiği fotoğraflarını çekmesine yardım etti. Ayrıca Miller bu evde objektifiyle, Amerikalı bir askeri samimi ve savunmasız bir anında, tıraş olurken yakaladı. Bu fotoğraflarda özellikle bazı detaylar dikkat çekicidir: Hitler’in bir portresi, banyo komodininin üzerinde bir çıplak kadın heykeli, Miller’ın banyodaki paspası kirletmiş olan çamurlu botları. Yandaki ev, Eva Braun’un eviydi. Miller o evde Braun’un yatağında uyumuştu. Bu tekinsiz olayı görüntüleyen fotoğrafta, Miller’ın başının yukarısından düşecekmiş gibi sarkan siyah bir telefon görülür. Miller’ın Eva’nın kızkardeşi Gretl Braun’un yatak odasında çektiği başka bir fotoğrafta ise, Eva’nın duvardaki portresi de yer alır. Tetikte bekler bir hali olan Eva, sanki evindeki yabancıların farkındaymış gibi aşağıdaki dağınık yatağa bakmaktadır. Spontane çekilen bu fotoğraflar, savaş zamanında yaşanan işgallerin insani yanına işaret ettiği gibi, bu insan figürlerinin yüzleri izleyiciye dönük, yalıtılmış görünümleriyle çatışan darmadağınık daireleri şüphesiz şoke edici bir biçimde ortaya çıkarır. Tüm bu görüntüler, Hannah Arendt’in “kötülüğün sıradanlığı”tanımlamasını akla getirir. Tarihin ne garip bir cilvesidir ki 30 Nisan 1945’te, Miller’ın Hitler’le dalga geçercesine özel banyosunda fotoğraflar çektirdiği, paspasını botlarıyla kirlettiği gün, Hitler ve Braun Berlin’de Führerbunker’de (savaşın son aylarında saklandıkları yeraltı sığınağı) intihar ettiler.
Pera Müzesi, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) işbirliğiyle, 16 Eylül – 12 Kasım 2017 tarihleri arasında 15. İstanbul Bienali’ne ev sahipliği yapıyor. Müzede 17 sanatçının eserleri yer alıyor. Bienal boyunca bu sanatçıları ve eserlerini blogumuzda ele alıyoruz!
Salı - Cumartesi 10.00 - 19.00
Cuma 10.00 - 22.00
Pazar 12.00 - 18.00
Müze Pazartesi
günü kapalıdır.
Çarşamba günleri öğrenciler müzeyi
ücretsiz ziyaret edebilir.
Tam: 200 TL
İndirimli: 100 TL
Grup: 150 TL (toplu 10 bilet ve üstü)