Mavi Giysili Kız

14 Ekim 2012

Saray Bahçesinde Mavi Giysili Kızın Papağan ile Portresi Saray Bahçesinde Mavi Giysili Kızın Papağan ile Portresi
Willem Verelst (yak. 1734-yak. 1752 arası etkin)
İngiliz Okulu, yak. 1730/1740
Tuval üzerine yağlıboya, 156 x 103 cm.


Bu tam boy kız portresi, erken 18. yüzyıl Britanya portre çizim sanatının güzel bir örneğidir. Çocuk, sağ ön planı bir sütun kaidesiyle çevrili terasta dururken gösterilir. Arka plan genel olarak ağaçlar ve çalılarla kaplıdır; oldukça karanlık ve yalnızca birkaç seyrek güneş ışınıyla aydınlatılmış olmakla birlikte, resmin dışındaki bir ışık kaynağı, çocuğun yüzünü ve bedeninin üst kısmını güçlü şekilde aydınlatır. Kız, küçük yaşına rağmen, genç bir kadın duruşu içindedir. Sol ayağın orta zemindeki konumu, kızın bedeninin çeyrek bir dönüşle öne dönmesine yol açar ve genç modele özgü dinamiği artırır. Başının yana dönük olması, kol ve parmaklarındaki saraylı edası, kızın aristokratik görgü kurallarını bildiğini açıkça ortaya koyar.

İmzaya bakılarak, portre Willem Verelst’e atfedilebilir. Hayatı hakkında fazla bilgi bulunmayan Willem, Lahey asıllı olup bir kısmı Londra’ya yerleşen Verelst ressamlar ailesinin bir üyesiydi. Ailenin reisi Pieter Verelst (1618-1668’den sonra), portreler, gündelik yaşam resimleri ve ölüdoğalar çizmiş, buna karşılık oğulları çiçek resimlerinde ve portrelerde yoğunlaşmışlardır. Ailenin en iyi bilinen üyesi, hiç kuşkusuz, kibirli Simon Verelst’tir (1644-1721); “çiçekler tanrısı” Simon, özellikle çiçekli ölüdoğaların yaratıcısı olarak ün kazanmıştır. Kardeşi Herman (1643-1690), 20 Kasım 1667’de Amsterdam’da Venedikli Cecilia Vene ile evlenmiş; Roma ve Viyana’da bir süre kaldıktan sonra, 1683’te Londra’ya taşınmış, burada 1689’da Filozof John Locke’ın (1632-1704) Portresi’ni çizmiştir (Londra, Ulusal Galeri). Çocukları Maria (1680-1744) ile Cornelis (1667-1728) de, büyük ün edinmişlerdir.

Burada sergilenen portrenin ressamı Willem ya da William Verelst, büyük olasılıkla yukarıda sözü edilen Cornelis’in oğluydu. Bu portre, bütün Verelst ailesinin karakteristik özelliğini oluşturan becerileri gözler önüne serer. Tam boy olarak çizilen kız çocuğunu kırsal bir fonun önünde dururken görürüz. Elinde, içinde bir şeftali ile birkaç kiraz bulunan bir sepet tutmaktadır, yanındaki sütun kaidesinin üzerinde ise, bir ayağı kızın sol elinde, gagası kızın parmağına uzanan bir muhabbet kuşu ya da küçük bir papağan vardır. Sütuna hanımeli dalları dolanmıştır. Kızın saçında iki kırmızı fiyonk ve birkaç çiçek vardır. Meyve genellikle berekete bir göndermedir, hanımeli ise daha spesifik olarak kızın içinden doğduğu, her şeyi kuşatan sevginin simgesidir. Peter Paul Rubens’in, eşi Isabella Brant ile otoportresinde de (yak. 1608; Münih Alte Pinakothek), çiftin arkasında hanımeli çardağının olması bir rastlantı değildir. Papağanın anlamını da unutmamak gerekir. Karşı Reform bağlamında, bu kuş sık sık Meryem’in bir niteliği olarak, saflığın ya da bakireliğin bir göndermesi olarak karşımıza çıkar. Kuş aynı zamanda barok döneme ait evlilik portresi ikonografyasında düzenli olarak görülür. Eddy de Jongh’a göre, bu bir tür simge göçü olup, din türündeki bir motif, din dışı dünyaya geçmiştir. Willem Verelst’in bu portresinde, çiçekler, meyveler ve papağan, çocuğun anne babasının paylaştığı saf evlilik sevgisine gönderme işlevi görüyor olabilir. Bunun yanı sıra, küçük papağan, 17. yüzyıl çocuk yetiştirme idealinin önemli öğeleri olan merak ve terbiyeye de bir gönderme olabilir.

Katlijne Van der Stighelen

Bebek Kral

Bebek Kral

Kundakta çocuk resimlerine, halk büyük bir ilgi gösteriyordu. Kundaklama, neredeyse doğumdan hemen sonra başlıyordu.

İki çocuk portresinden yola çıkarak...

İki çocuk portresinden yola çıkarak...

Suna ve İnan Kıraç Vakfı’na ait Oryantalist Resim Koleksiyonu’nda bugüne kadar Pera Müzesi’nin ikinci katındaki sergilerde de yer almış iki çocuk portresi bulunmaktadır. 20. yüzyıl başlarında, 4 yıl arayla yapılmış bu resimlerdeki çocuklardan biri Sultan Abdülhamid’in oğullarından Şehzade Abdürrahim Efendi, diğeri ise Osman Hamdi Bey’in kızı Nazlı’dır.

Niko Pirosmani

Niko Pirosmani

“İsimsiz bir Mısır freski, bir Afrika putu ya da bir Girit vazosu: Pirosmani’nin işleri bunların arasında sayılmalı. Onu gerçekten algılayabilmenin tek yolu bu… Bir Pirosmani görünce, insan Gürcistan’a inanç duymaya başlar.”