26 Ekim 2017
Batılı ressamların Osmanlı konulu iç mekanda geçen gündelik yaşam resimlerine baktığımızda müzikli eğlenceler yaşama dair önemli bir detay olarak dikkat çeker. Bazen de tek figürlü resimlerde sadece müzik yapan kadınlar betimlenmiştir. Yabancılara kapalı bir dünya olan fakat tam da bu yüzden merak uyandıran haremdeki yaşantıya dair bilgileri çoğunlukla çeşitli anlatımlardan edinen ressamlar eserlerinde sazendelere, onların eşliğinde dans eden kadınlara yer vermiştir. Batılı ressamların eserlerinde betimlediği herkese açık toplumsal mekanlar olan kahvehaneler de müzisyenlere rastladığımız başlıca yerlerden biridir. 1628 yılında Kutsal Roma İmparatoru II. Ferdinand’ın Hans Ludwig von Kuefstein başkanlığında IV. Murad’a yolladığı elçilik heyetindeki Avusturyalı ressamlar, elçi heyetinin katıldığı resmi törenleri, padişah ve ailesini, değişik Osmanlı kıyafetlerini ve günlük yaşamdan ilginç kesitleri resimlemişlerdir. Bu resmin de bu dizinin parçası olduğu düşünülmektedir. Resmin üstündeki 1654 tarihli açıklamada “Seçkin Türk hanımlarının evlerinden çıkmaları ya da yabancılarla tanışmaları âdet olmadığından, onlar birbirlerini evlerine davet eder, dans, komedya ve benzeri eğlencelerle oyalanırlar” yazılıdır. Kompozisyonun alt bölümünde misafirler karşılanır ve kadınlar defin ritmiyle dans ederler. Üst bölümde rebab, def ve santur çalan sazendeler eşliğinde, başlarında terpuşları, ellerinde işlemeli yemenileriyle dans eden iki kadın görülür. Resimde halı, giysi ve çalgı detayları büyük bir incelikle işlenmiştir.
Eser, sergideki Osmanlı iç mekânlarındaki gündelik yaşamı konu alan dörtlü Vanmour Okulu serisinin bir parçasıdır. Antonio ya da Francesco Guardi tarafından Schulenburg Kontu için Venedik’te yapılmış, aynı kompozisyonu yansıtan bir resim daha bulunur. İki resim de Vanmour’un bugün bilinmeyen bir resmini temel alıyor olmalıdır. Vanmour’un Rijksmuseum’da yer alan bir kır eğlencesini betimlediği bir resmi de benzer figürler içerir. Eser, serinin diğer örnekleriyle birlikte 1911’de Paris’te düzenlenen “Turquerie” sergisinde yer almıştır.
Robert Walsh’un metnini yazdığı Constantinople and Scenery of Seven Churches of Asia Minor (İstanbul ve Anadolu’nun Yedi Kilisesi’nden Görünümler) adlı kitabının 1. cildinde yer alan bir diğer Thomas Allom kompozisyonu da burada Civanyan tarafından yapılmış yağlıboya kopyasını gördüğümüz “Kahvehane”dir. Allom’un II. Mahmud dönemi İstanbul’unda gündelik yaşama dair bu betimlemeleri, daha sonra 19. yüzyılın pek çok sanatçısı tarafından model olarak kullanılmıştır. Ülkemizdeki çeşitli özel koleksiyonlarda aynı kompozisyonun anonim ressamlara ait çeşitli kopyaları yer almaktadır. Robert Walsh, metninin bu kompozisyona ilişkin kısmında kahvehanelerin iç düzeni ve dekorasyonuna dair bilgiler verir; ayrıca kahvehanede müzik yapılıp tütün içilmesinden, meddahların öykü anlatımlarına kadar çeşitli detayları aktarır.
İki Müzisyen Kız, Osman Hamdi̇ Bey, 1880, Tuval üzerine yağlıboya, 58 x 39 cm.
Oryantalist bir ressam sayılmasına karşılık Osman Hamdi Bey’in Doğu’ya bakışı, batılı ressamlarınkinden çok farklıdır. Resimlerindeki kadın figürlerinde cinselliği ön planda tutan batılı oryantalistlerin tersine, onun resimlerinde yer alan figürler Osmanlı’da batıya açılış döneminin, bireysel kimliğinin ve yeteneklerinin farkında, öğrenmeye ve kendini geliştirmeye açık kadınlarıdır. Osman Hamdi Bey’in resimlerinde Osmanlı kadını, çalgı çalarken, kitap okurken ya da evinde çiçek düzenlerken betimlenmiş ve her zaman giyimli gösterilmiştir. Bursa Yeşil Cami’den mimari öğelerin yer aldığı bu resimde de tambur, def gibi çalgıların yanı sıra halılar, kakmalı ahşap işçiliği, taş oymacılığı, çiniler gibi Osmanlı’ya özgü dekorasyon öğeleriyle, sanatçının kadın kimliğine dair bu yaklaşımı bir araya getirilmiştir.
Pera Film Altın Madalya: Sporda Kadın programı kapsamında 5Harfliler ile bir yazı dizisi sunuyor. Kendilerini; “kadın gündeminin peşinde, bağımsız bir internet sitesi” diye tanımlayan 5Harfliler bizim için hazırladıkları ilk yazılarında Yeni Nesil Kraliçeler: Bir Zanzibar Futbol Öyküsü belgeselini ele alıyor. Serinin bu ilk yazısı Denzi Deng’in kaleminden!
Osmanlı saray ve konak haremlerinde kahve ikramı törenle yapılırdı. Önce gümüş tatlı takımı ile tatlı (reçel) sunulur, ardından kahve ikramı başlardı. Kahve güğümü, tombak, gümüş veya pirinçten yapılmış, ortasında kor ateş bulunan ve kenarlarına takılı üç zincirden tutularak taşınan sitile oturtulurdu. Sitil örtüsü ise, yuvarlak, atlas veya kadifeden, sırma, sim, pul, hatta inci ve elmas işlemeli olurdu.
Hikâye 1709 yılında İsveç Kralı Demirbaş Şarl’ın ( XII. Karl) Rus Çarı Petro’dan kaçarken Osmanlı’ya sığınması ile başlıyor. İsveç Osmanlı’ya borçlanıyor, bu sırada Osmanlı stratejik bir değişiklik yapıyor ve artık Avrupa’ya elçi yollamaya başlıyor… Tarihi metin ve sefaretnamelerden yola çıkarak Oryantalist Resim Koleksiyonu yöneticimiz Barış Kıbrıs kaleme aldı.
Salı - Cumartesi 10.00 - 19.00
Cuma 10.00 - 22.00
Pazar 12.00 - 18.00
Müze Pazartesi
günü kapalıdır.
Çarşamba günleri öğrenciler müzeyi
ücretsiz ziyaret edebilir.
Tam: 200 TL
İndirimli: 100 TL
Grup: 150 TL (toplu 10 bilet ve üstü)