Ateşli ve Gözüpek: Lale Mansur

Söyleşi

15 Ekim 2022 / 18.00

Oynadığı filmler ile, Türkiye sinemasında alışılmadık, çizgi dışı kadın rolleri ve hikayelerinin baş kahramanlarından Lale Mansur, 11. Pembe Hayat KuirFest kapsamında seyirci ile buluşuyor. 

80'li yıllarda kadın filmleri yönetmeni olarak anılan Atıf Yılmaz, LGBTİ+ hareketinin güçlenmesi ve kuir teorinin gelişmesi ve ile paralel olarak, 90’larda rastladığımız o yıllara damgasını vurmuş ve kült olarak anılan LGBTİ+ temalı filmlere de imzasını atmıştı. Yalnızca yönetmenler değil, o dönemin kadın oyuncuları da bu güçlü imajların ve dönemin etkisini taşıyarak, bahsi geçen filmlerin sinema tarihindeki yerini sağlamlaştırmıştı. Lale Mansur, oynadığı güçlü ve gözüpek kadın rollerinin yanı sıra, politik duruş ve dünya görüşü olarak da ezberbozan çizgisini günümüze dek taşımıştı.

90’lı yıllar LGBTİ+ temalı filmlerinin önemli örneklerinden olan Düş Gezginleri filminin gösteriminin akabinde, Lale Mansur ile, 80’ler ve 90’ler Türkiye sineması ve ateşli ve gözüpek Lale Mansur sineması üzerine bir sohbet gerçekleştireceğiz. Sohbetin kolaylaştırıcılığını KuirFest Direktörü Gök Akyel ve kuir sinemacı, aktivist, Hayalimdeki Sahneler filminin yönetmeni Metin Akdemir gerçekleştirecek.

Osmanlı’da Kahve İkramı

Osmanlı’da Kahve İkramı

Osmanlı saray ve konak haremlerinde kahve ikramı törenle yapılırdı. Önce gümüş tatlı takımı ile tatlı (reçel) sunulur, ardından kahve ikramı başlardı. Kahve güğümü, tombak, gümüş veya pirinçten yapılmış, ortasında kor ateş bulunan ve kenarlarına takılı üç zincirden tutularak taşınan sitile oturtulurdu. Sitil örtüsü ise, yuvarlak, atlas veya kadifeden, sırma, sim, pul, hatta inci ve elmas işlemeli olurdu.

Giacometti Paris’te

Giacometti Paris’te

Serginin ikinci bölümü Alberto Giacometti’nin 1922-1935 arasında, Post-Kübist sanatçılar ve Gerçeküstücü akımla ilişkisi, Paris’te yaptığı önemli bir heykel grubu, Paris’teki ilk yıllarını ve dönemin sanat sahnesinde oynadığı belirleyici rolü açığa vuruyor.

18 ve 19. Yüzyıl Resimlerinde Camiler

18 ve 19. Yüzyıl Resimlerinde Camiler

Batılı ressamların eserlerinde camiler İstanbul kentinin kimliğini yansıtan başlıca mimari unsurlar olarak karşımıza çıkar. Bazen resimde gösterilen kentin İstanbul olduğunu sadece camilere bakarak anlayabiliriz. Detaylar gerçekle uyuşmasa da, deniz ve ufukta bazen abartılı ölçülerle verilen camiler mekanın tartışmasız biçimde İstanbul olduğunu söyler bize.