Bir Şenlikti İstanbul Plajları
Zafer Toprak, Selim İleri

Söyleşi

10 Ekim 2018 / 18:30

Pera Müzesi, İstanbul kent tarihinin sosyokültürel yapısına plaj kavramı üzerinden ışık tutan İstanbul’da Deniz Sefası: Deniz Hamamından Plaja Nostalji sergisi kapsamındaki etkinliklere, Bir Şenlikti İstanbul Plajları başlığı altında Selim İleri’yi ve serginin küratörü Zafer Toprak’ı ağırlayarak devam ediyor. Kuruluşunun 10. yılını geride bırakan İstanbul Araştırmaları Enstitüsü arşivinden ve farklı koleksiyonlardan derlenen, 1870’lerden 20. yüzyılın ortalarına uzanan süreçte deniz hamamından plaja geçişin devrim niteliğindeki hikâyesini anlatan bu sergi bağlamında bu kez Beyaz Rusların Florya’daki etkisi ve plajlarla birlikte dönüşen eğlence kültürü konu ediliyor.

Prof. Dr. Zafer Toprak hakkında
Prof. Dr. Zafer Toprak, Saint Joseph Fransız Lisesi’nin ardından Mülkiye’nin Diploması ve Dış Münasebetler şubesinden mezun oldu. Yüksek lisansını Londra Üniversitesi'nde, doktorasını İstanbul İktisat Fakültesi'nde yaptı. St. Olaf Üniversitesi’nden fahri doktora aldı. Akademik çalışmaları 19. ve 20. yüzyıl Türkiyesi üzerine yoğunlaştı. 1972 yılında Londra Üniversitesi'nde öğretim görevliliğine başladı. 1977'de Boğaziçi Üniversitesi Beşeri Bilimler Bölümü'ne katıldı. Minnesota ve Paris üniversitelerinde konuk öğretim üyesi olarak bulundu. 1992-2013 yılları arası Boğaziçi Üniversitesi’nin çağdaş Türkiye ağırlıklı yüksek lisans ve doktora programlarının yer aldığı Atatürk Enstitüsü’nün başında bulundu. Halen Boğaziçi Üniversitesi ve Koç Üniversitesi'nde ders vermektedir.

Selim İleri hakkında
Selim İleri romancı, öykü ve deneme yazarıdır. Atatürk Erkek Lisesi’nin ardından bir süre İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde okuduktan sonra öğrenimini yarıda bırakarak kendini tümüyle yazarlığa verdi. İlk yazısını 1967’de Yeni Ufuklar dergisinde yayımladı. Daha sonraki yıllarda Papirüs, Yeni Edebiyat, Yeni Dergi, Türk Dili, Türkiye Defteri, Milliyet Sanat, Gösteri gibi dergilerde ve Cumhuriyet, Milliyet ve Politika gibi gazetelerde yazdı. 1979’da Dünya gazetesinin sanat sayfasını yönetti. 1976 Sait Faik Hikâye Armağanı’na değer görülen Dostlukların Son Günü (1975,1984) geçmiş ve gelecekteki yerini, kendi gerçeğini arayan bir insanın toplumsal bilinçle karşılaşmasının öyküsüdür. Destan Gönüller’le (1973) romana yöneldi. Her Gece Bodrum’la (1976, 1991) 1977 Türk Dil Kurumu Roman Ödülü’nü kazandı. Çağdaşlık Sorunu (1978), Aşk-ı Memnu ya da Uzun Bir Kışın Siyah Günleri (1981, 1985), Düşünce ve Duyarlık (1982), Kamelyasız Kadınlar (1983, 1986), O Yakamoz Söner (1987) gibi deneme ve inceleme türünden yapıtlarında Türk edebiyatını ele aldı. Kırık Bir Aşk Hikâyesi adlı senaryosuyla Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) En iyi Senaryo Ödülü’nü (1982-83) kazandı.
 
Pera Müzesi Oditoryumu’nda gerçekleştirilecek etkinlik ücretsizdir.
Yerler sınırlıdır, rezervasyon alınmamaktadır. Etkinlik dili Türkçedir.

Süreli Sergi

İstanbul’da Deniz Sefası

Pera Müzesi ve İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, İstanbul’da Deniz Sefası: Deniz Hamamından Plaja Nostalji sergisi ile İstanbul kent tarihinin sosyokültürel yapısına plaj kavramı üzerinden ışık tuttu.

İstanbul’da Deniz Sefası

Gerçekler Acıtır!   Küratör Anlatıyor: Günümüz İmgeleri

Gerçekler Acıtır! Küratör Anlatıyor: Günümüz İmgeleri

Saraybosna Güzel Sanatlar Akademisi öğrencilerinin eserlerinin önemli bir bölümü sosyo-politik, ekonomik ve kültürel çağdaş gerçeklerin çoğunlukla acı verici yönleriyle uğraşıyor, bu konuda bir farkındalık yaratıyor, bize sesleniyor, bizi uyarıyor, tartışma yaratıp bize yeni yorumlar sunuyor.

Zamane Öyküleri: Felis <br> Hande Ortaç

Zamane Öyküleri: Felis
Hande Ortaç

Zamane İstanbulları sergisinden ilham alan öykü serisi Zamane Öyküleri, Hande Ortaç’ın öyküsü “Felis” ile devam ediyor! Bu seri, yazarların sergide yer alan fotoğraflardan esinle kaleme aldığı kısa öyküleri bir araya getiriyor.

Kartpostal Çıplakları

Kartpostal Çıplakları

Çıplaklığın seyirlik halleri, Osmanlı’nın dünyasına resimlerden önce kartpostallarda ulaşır. 1890’lardan itibaren ve özellikle 1910’larda, II. Meşrutiyet’in ilanından sonraki yıllara rastlayan dönemde elden ele, kentten kente dolaştığı anlaşılmaktadır.