Kahvenin Kırk Yıllık Hatırı

Sergi Turu

21 Şubat 2025 / 18.30

Pera Müzesi, Kahve Molası sergisi kapsamında düzenlediği Kahvenin Kırk Yıllık Hatırı rehberli tur serisiyle, Etiyopya'dan Yemen'e, Yemen'den Osmanlı coğrafyasına ve oradan da Avrupa'ya uzanan kahvenin öyküsünü, kahve kültürü etrafında şekillenen çini ve seramik üretimi üzerinden anlatıyor.

UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'nde Türkiye'nin kültür varlıkları arasında yer alan Türk Kahvesi ve Geleneği (2013) ile Geleneksel Çini Sanatı (2016), bu özel tur serisinde tek bir tema altında buluşuyor. Rehberli turda, ziyaretçiler seramik üretimi ve kahve arasındaki ilişkiyi keşfederken, Kütahya seramiklerini tematik bir bakış açısıyla inceleme fırsatı bulacak.

Olumsuz hava koşulları sebebiyle etkinlik iptal edilmiştir. Anlayışınız için teşekkür ederiz.

Süreli Sergi

Kahve Molası

“Sihirli Meyve” olarak Etiyopya’da keşfedilen ve 15. yüzyılda Yemen’den Osmanlı topraklarına ulaşan kahve, kısa zamanda yaygınlaşmış, itibarlı bir içecek olarak sarayda ve zengin evlerinde yerini almış, etrafında ritüeller şekillenmeye başlamış ve sosyal hayatın gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır. 

Kahve Molası

Ressamların Gözünden Osmanlı’da Kadın Giyimi

Ressamların Gözünden Osmanlı’da Kadın Giyimi

Yabancılara kapalı bir dünya olduğundan Harem’deki kadınların yaşantısı batılı ressamların ve sanat tüketicisinin en çok ilgisini çeken konulardan olmuştur. 

Akışkan Kimlikler  Bir Kimlik Yaratmak / Melez Kimlikler

Akışkan Kimlikler Bir Kimlik Yaratmak / Melez Kimlikler

Bir koleksiyonun en az dört kuşak boyunca aktarılması gerektiğine inanan ve bunu bir bayrak yarışına benzeten Nahit Kabakcı’nın 1980’lerden itibaren oluşturmaya başladığı Huma Kabakcı Koleksiyonu Türkiye’de, bilinçli ve sürekliliği olan az sayıdaki koleksiyondan biri.

Akışkan Rego

Akışkan Rego

Her ne kadar Rego, geç de olsa, çağının öncü feministlerinden biri olarak kabul edilmişse de, cinsel akışkanlığı ele alışıyla ilgili çok az şey yazılmıştır. Hatta çizim ve resimlerindeki sado-mazoşist akım, partiarka ile sömürülen kadın arasındaki klasik çatışmanın bir okuması olarak anlaşılmıştır. Türkiye ve Almanya’daki ilk müze sergileri, Rego’nun toplumsal cinsiyet ve kimlik hakkında sanıldığının çok ötesinde akışkan bir anlayışa sahip olduğunu gösteriyor.