Tohumlar ve Metaforlar
Ağırlık ve Ölçü Sanatı Sergi Turu

Sergi Turu

31 Mayıs 2024 / 18.30

Eski Yakındoğu’da tartmak ne kadar basit bir eylemse, ölçmek için birimler üretmeye çalışmak o kadar kavramsal ve karmaşıktı. Mezopotamya uygarlıkları gündelik pratiklerinden yola çıkarak, arpa tanesine dayanan ağırlık birimlerinin temellerini atmıştı. Mısırlılar ise yaşamın sınırlarını aşıp, ölümden sonraki hayatı anlamlandırmak için ölenlerin ruhlarını tartma metaforunu kullanmışlardı. Ölçemediğini anlamak binlerce yıl önce de zor bir işti.

Rehberli turda, Anadolu'nun dört bin yıllık sosyal ve ekonomik tarihi, ağırlık ve ölçü kavramları etrafında şekillenen metaforlar ekseninde inceleniyor. Katılımcılar, sergide bulunmayan eserleri de görme imkânına sahip oluyor.

45 dk sürecek rehberli tur ücretsiz ve dili Türkçedir. Kontenjan sınırlıdır. Tura katılmak için resepsiyon@peramuzesi.org.tr e-posta adresinden rezervasyon yaptırabilirsiniz.

Süreli Sergi

Ağırlık ve Ölçü Sanatı

Dünyayı bir avuç birimle ölçmeye çalışmak onu zihnen inşa edebilmeyi de beraberinde getirdi. Keşfin ölçüsü mitlere karıştıkça, ölçmek ve tartmak fiziksel bir deneyimin ötesinde bilimin, kâinatın ve bilinenin ötesini merak eden insanın, kendini ifade etme becerisinin önemli bir aracı oldu. 

Ağırlık ve Ölçü Sanatı

Nesnelerin Hafızası

Nesnelerin Hafızası

Hediyelik eşyaların kültürel tarihini ele aldığı kitabında Rolf Potts bu tür nesnelerin kişisel hikâyelerle anlam kazandığından bahseder: Nesneler sakladıkları hikâyelerle hatıralara dönüşür. Hatıraları dünyayı değerlendirmek için değil, kendi hikâyemizi anlatmak için toplarız.

Esir Sultan

Esir Sultan

Yunanlıların Türk boyunduruğunu kırmak için yürüttükleri savaş Avrupa tarafından yakından takip ediliyordu. Romantizmin hakim olduğu bu çağda, Yunanistan’ın çevresinde 1821 ile 1832 arasında gelişen olaylar ulusal bağımsızlık mücadelesinin bir sembolü haline gelmişti. 

Öğrendiğim 10 Şey: Narın Rengi

Öğrendiğim 10 Şey: Narın Rengi

Narın Rengi’nin yönetmeni Sergey Parajanov, Gürcistan’ın Tiflis şehrinde doğmuş olsa da, aslen Ermeni’ydi. Sayat-Nova ile kendini ruhen yakın hisseden Parajanov, çok sayıda kültüre ev sahipliği yapan Transkafkasya ile arasındaki bağ sebebiyle, ozanın yaşamını beyaz perdeye aktaracak ideal sanatçı olduğuna inanıyordu