Yönetmen: Dilek Kaya
Türkiye, 2018, 85’, renkli
Türkçe; İngilizce altyazılı
Bu belgesel, yönetmenin 2016 yazında İzmir’de bir bitpazarından aldığı yetmişli yıllara ait mektupların peşinden çıktığı, İzmir’den Artvin’e uzanan bir yolculuğun hikâyesini anlatıyor. Mektupların merkezinde Kâzım Küçükalp adında zeki, müzik meraklısı, çok yönlü ve hayat dolu bir genç var. Yönetmen, bu gencin 1974 yazında, 19 yaşında, Altıparmak dağlarına düzenlenen bir tırmanışta düşerek öldüğünü tesadüf eseri öğrendi. Belgesel, yönetmenin mektupların hayattaki sahiplerine ve söz konusu dağ tırmanışına katılmış kişilere ulaşarak, Kâzım’ın ve etrafındakilerin hikâyesini yeniden kurgulama sürecini ekrana taşıyor. Belgesel, aynı zamanda yetmişli yıllar Türkiye gençlik kültürünün kısmi bir hikâyesi.
Hafıza güvenilmesi güç bir şeydir: ayrıntılar belirsizleşir ve öngörülemez bir hâl alır. Hatırlamak için gayret ettikçe daha az şey görürsünüz. Kendisini durmadan çürüten bir hafızanın anısı... Son zamanlarda kendimi, duyguların daha dirençli olduğu noktasında ikna etmeye çalışırken buluyorum; ne var ki bu, epey zor bir iş.
Osmanlı saray ve konak haremlerinde kahve ikramı törenle yapılırdı. Önce gümüş tatlı takımı ile tatlı (reçel) sunulur, ardından kahve ikramı başlardı. Kahve güğümü, tombak, gümüş veya pirinçten yapılmış, ortasında kor ateş bulunan ve kenarlarına takılı üç zincirden tutularak taşınan sitile oturtulurdu. Sitil örtüsü ise, yuvarlak, atlas veya kadifeden, sırma, sim, pul, hatta inci ve elmas işlemeli olurdu.
Salı - Cumartesi 10.00 - 19.00
Cuma 10.00 - 22.00
Pazar 12.00 - 18.00
Müze Pazartesi
günü kapalıdır.
Çarşamba günleri öğrenciler müzeyi
ücretsiz ziyaret edebilir.
Tam: 100 TL
İndirimli: 50 TL
Grup: 80 TL (toplu 10 bilet ve üstü)