20 Ekim 2006 - 7 Ocak 2007
Rotterdam’daki Boijmans Van Beuningen Müzesi’nin duvarlarında Rembrandt’ın dünyaca ünlü üç yağlıboya tablosu asılıdır: Aletta Adriaensdochter’in Portresi, Ülkenin Bütünlüğü ve Çalışma Masasında Titus. Buna karşılık, müze koleksiyonundaki Rembrandt desen ve baskılarının yeterince tanındığı söylenemez. Kâğıt gibi ışığa duyarlı bir malzemenin gerektirdiği özel koşullarda Baskı Odası’ndaki kutularda saklanan bu yapıtlar, ancak konuyla ilgili bir araştırmacı ya da bir sanatseverin isteği üzerine gün ışığına çıkarılırlar. Zaman zaman müzede düzenlenen ya da gezdirilen bir sergide, üç ayı geçmeyen sürelerle, loş bir ışıkta sergilendikleri de olur; ama ardından hemen güvenli ve karanlık ortamlarına dönerler.
Rembrandt ve Çevresi / DESENLER sergisinde yer alan 99 yapıtın, aralarında Rembrandt desenleri de bulunan 65 kadarı, bir zamanların ünlü Koenigs Koleksiyonu’nun bir parçasıydı. 1940 yılında Rotterdamlı armatör D.G. van Beuningen tarafından satın alınarak Boijmans Van Beuningen Müzesi’ne bağışlanan bu yapıtlar, müzeyi Hollanda'daki ikinci büyük Rembrandt desenleri koleksiyonunun sahibi haline getirdi. Ne var ki bu desenler, 1988’den bu yana bir arada sergilenmedi. Ta ki 2006 yılının başlarında öğrenci ve takipçilerinin desenleriyle birlikte Boijmans Van Beuningen Müzesi’nde sergileninceye kadar.
Bu nedenle Rotterdam’dan sonra İstanbul’da, Rembrandt’ın desenlerinin çevresindeki sanatçıların çalışmalarından oluşturulmuş bir seçkiyle birlikte yeniden gün ışığına çıkması önemli bir olay niteliği kazandı. Bunun, Rembrandt’ın doğumunun dört yüzüncü yılına rastlaması da sergiye ayrı bir anlam kattı.
Rembrandt ve Çevresi/ DESENLER sergisi, Avrupa resminin en büyük ustalarından birinin, öğrencileri ve izleyicileriyle birlikte bizi desenin yani resmin bu en saf ve temel biçiminin büyülü dünyasına götürdü.
Rembrandt ve Çevresi / DESENLER sergi kataloğunda yer alan 99 yapıtın, aralarında Rembrandt desenleri de bulunan 65 kadarı, bir zamanların ünlü Koenigs Koleksiyonu’nun bir parçasıydı....
Video
Batılı ressamların eserlerinde camiler İstanbul kentinin kimliğini yansıtan başlıca mimari unsurlar olarak karşımıza çıkar. Bazen resimde gösterilen kentin İstanbul olduğunu sadece camilere bakarak anlayabiliriz. Detaylar gerçekle uyuşmasa da, deniz ve ufukta bazen abartılı ölçülerle verilen camiler mekanın tartışmasız biçimde İstanbul olduğunu söyler bize.
Osmanlı saray ve konak haremlerinde kahve ikramı törenle yapılırdı. Önce gümüş tatlı takımı ile tatlı (reçel) sunulur, ardından kahve ikramı başlardı. Kahve güğümü, tombak, gümüş veya pirinçten yapılmış, ortasında kor ateş bulunan ve kenarlarına takılı üç zincirden tutularak taşınan sitile oturtulurdu. Sitil örtüsü ise, yuvarlak, atlas veya kadifeden, sırma, sim, pul, hatta inci ve elmas işlemeli olurdu.
Salı - Cumartesi 10.00 - 19.00
Cuma 10.00 - 22.00
Pazar 12.00 - 18.00
Müze Pazartesi
günü kapalıdır.
Çarşamba günleri öğrenciler müzeyi
ücretsiz ziyaret edebilir.
Tam: 300 TL
İndirimli: 150 TL
Grup: 200 TL (toplu 10 bilet ve üstü)