17 Nisan 2024
Geleceği hatırlamaya çalışıyorsun. Tarihi bir saraydaki çini panoya resmedilen kuş duvarda yerini almış. Bir kilise ve caminin çinileri tuvallere boyanmış. Yüzlerce yıllık bir seramik tabağın deseni kadife bir perdede karşına çıkıyor. Eski bir vazonun kırık çiçekleri artık birer heykel. Yeşil bir bitki yapraklarını gündüz açıp gece kapatıyor. Daha önce bir kilimde gördüğün desenin şimdi içinde dolaşıyorsun. Müzenin koleksiyonundaki eserler telefonun ekranında akarken her biri tek tek kırılarak yere düşüyor. Kırık parçalar fotoğraflarda birleşiyor. Atölyenin kuyusunda yeni seramikler pişiyor. Binanın tozu geometrik bir desene, geçen yaz okuduğun kitap denizin dibindeki porselen hatıralara dönüşmüş. Bir kuş tüyü suya düşmüş. Ağaçların yeryüzüne uzanan dalları seramik kapları taşıyor. Güllerle kaplı bir otoyolda ilerliyorsun. Biblolar yavaş yavaş yanarken göz yaşların raflara yerleşiyor.
Gelecek, geçmişte biriktirilen tanıdık nesneler aracılığıyla hatırlanabilir mi? Gelecekte parça parça belirecek hatıraları şekillendirmek, geçmişi anlamayı ve korumayı kolaylaştıran bir araç olabilir mi? Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kütahya Çini ve Seramikleri Koleksiyonu’ndan yola çıkan Gelecek Hatıraları, nesnelerin yardımıyla hatırlananlara odaklanırken güncel yapıtlar aracılığıyla hafıza ile gelecek tahayyülleri arasında kurulan bağları araştırıyor. Hatıra olarak alınan, belli bir yer ve zamanı hatırlatan veya koleksiyonu yapılan nesnelerin kültürel ve sembolik değer ve anlamı, kişisel yolculuklarla bölgenin hafızasını birbirine örüyor. Sergi, arşive gelecek-yönelimli bir bakış açısıyla yaklaşıyor: Onu kendisinden yola çıkan güncel yapıtlara bakarak anlamayı hedefliyor.
Gelecek Hatıraları, geçmişe dair önemli veriler taşıyan bir kaynağı geleceği düşünerek okumak üzere yola çıkıyor. Bu koleksiyonu oluşturan Suna Kıraç’ın anısı, koleksiyondan esinle üretilen yeni yapıtlarda yaşamaya ve hatırlanmaya devam ediyor. Sergi bir yanıyla da hiçbir şeyin kalıcı olmadığının, her şeyin devamlı bir değişim ve dönüşüm içinde olduğunun, en önemlisi de belirli bir ömre sahip olduğunun altını çiziyor. Bu yönüyle Gelecek Hatıraları, sahip olduğumuz şeylerin, yaşamın kendisi gibi, yalnızca gerçek zamanlı ve geçici koşullarda takdir edilebileceğine dair bir hatırlatma işlevi de görüyor. “Hatıra özlem dili aracılığıyla bir bağlama hitap eder çünkü hatıra ihtiyaç veya kullanım değeri doğrultusunda ortaya çıkan bir nesne değil, nostaljinin doyumsuz taleplerinden doğan bir nesnedir.”1 Peki geçmişe nostaljik bir bağlılık, melankolik ve hüzünlü bir anmanın ötesinde geleceği yapıcı bir şekilde hatırlamak mümkün mü? Gelecek Hatıraları pek çoğu sergi için üretilen güncel yapıtlar ve müzenin koleksiyonu aracılığıyla, tekrar tekrar geçmişi yad eden bir bugün yerine geleceği hatırlayarak nasıl üretebileceğimize odaklanmaya davet ediyor.
Dört bölümden oluşan sergide Motiflerin Hatırlattıkları başlıklı bölüm, seramik bezemelerindeki motiflerden yola çıkan yapıtları bir araya getiriyor. Nesnelerin Hafızası bölümünde hikâyeler seramik nesneler aracılığıyla anlatılıyor, nesnel kültürün güncel yansımalarına odaklanılıyor. Bölgenin Hafızası, coğrafi olarak Kütahya’ya bakan mekânsal müdahaleler/mekâna özgü yerleştirmeler sunuyor. Geleceği Hatırlamak bölümü ise, spekülatif nesneler, video ve fotoğraflar aracılığıyla geleceğin hafıza nesnelerini bir araya getiriyor. Sergide güncel yapıtlara ilham veren koleksiyondan bir seçki de her bölümle ilişkili olarak sergiye dağılıyor.
1. Susan Stewart,On Longing: Narratives of the Miniature, the Gigantic, the Souvenir, the Collection (Durham: Duke University Press, 1993).
Gelecek Hatıraları sergi kataloğundan küratör Ulya Soley’in yazısından alınmıştır.
Sergi bölümlerine dair tüm detayları Keşfet!
Motiflerin Hatırlattıkları
Nesnelerin Hafızası
Bölgenin Hafızası
Geleceği Hatırlamak
Salı - Cumartesi 10.00 - 19.00
Cuma 10.00 - 22.00
Pazar 12.00 - 18.00
Müze Pazartesi
günü kapalıdır.
Çarşamba günleri öğrenciler müzeyi
ücretsiz ziyaret edebilir.
Tam: 200 TL
İndirimli: 100 TL
Grup: 150 TL (toplu 10 bilet ve üstü)