Buradayım!
Dünya AIDS Günü

1 - 10 Aralık 2017

Pera Film, Dünya AIDS Günü için Buradayım! adlı özel bir program sunuyor. Programda Mapplethorpe: Look at the Pictures (Mapplethorpe: Fotoğrafa Bak!) ve How to Survive a Plague (Hayatta Kalmak İçin) belgesellerin yanı sıra 120 BPM (Kalp Atışı Dakikada 120) adlı kurgu film de yer alıyor. Cannes’da Jüri Büyük Ödülü’nü kazanan 120 BPM, 1990’ların başlarında, AIDS krizinin zirvesinde Fransız ACT UP göstericilerinin aktivizmini yürek paralayıcı ama aynı zamanda ilham verici bir bakışla ele alıyor. Electronic Arts Intermix’in hazırladığı Home Video: Media Art in Response to HIV/AIDS (Ev Yapımı: HIV/AIDS'e Karşılık Video Sanatı) adlı video programıysa George Kuchar, Nate Lavey, Stephen Vider, Women’s AIDS Video Enterprise ve Charlie Ahearn’ün çalışmalarını içeriyor. Programdaki dört video; sanatın, bakımın, ailenin ve yuvanın kesişim noktalarını araştıran çalışmalar yaratmak için tüketici video teknolojisini ve “camcorder” dönemi estetiğini kullanan “ev videosu” kavramına odaklanıyor. 1988’de kurulan ve günümüzde AIDS ve HIV konularında farkındalığını artırmaya adamış çağdaş sanat organizasyonu olan ABD’li Visual AIDS, çeşitli sanatçılardan yeni işler üretmelerini istedi; bunların arasında HIV pozitif olan genç baş karakterlerin samimi düşünceleri; ABD’nin güney kültüründe HIV/AIDS aktivizmiyle ilgili bir değerlendirme; AIDS arşivlerinde yer alan mirasların ve günümüzle olan bağlantıların araştırılması; kuir ve trans yaşamın tarihsel izlerini arayan şiirsel bir New York gezisi ve dahası. Bir arada ele alındığında bu videolar, sürmekte olan HIV/AIDS tanısının derinden etkilediği sesleri toplayan bir platform görevi görüyor. Hem tarihsel olarak hem de günümüzde HIV/AIDS gündemini siyaset, kültür ve eşitsizlik sistemleri belirliyor. Bazı nüfus grupları HIV enfeksiyonunun ve sonuçlarının yükünü orantısız biçimde taşımayı sürdürüyor. Bu özel program sanatçıların ve aktivistlerin 1980’lerin başından günümüze bakım ve aile fikrini nasıl genişlettiğini ve 1980 HIV/AIDS kriziyle yüz yüzeyken domestik yaşamın siyasal bedelleriyle nasıl başa çıktıklarını inceliyor.

Bu program kapsamındaki Pera Film etkinlik ve gösterimleri ücretsizdir. Rezervasyon alınmamaktadır.

1 Aralık

19.00 Mapplethorpe: Fotoğrafa Bak!

21.00 Kalp Atışı Dakikada 120

2 Aralık

14.00 Alternatif Sonlar, Radikal Başlangıçlar

16.00 Hayatta Kalmak İçin

3 Aralık

16.00 Mapplethorpe: Fotoğrafa Bak!

18.00 Hayatta Kalmak İçin

9 Aralık

18.00 Ev Yapımı: HIV / AIDS'e Karşılık Video Sanatı

10 Aralık

14.00 Alternatif Sonlar, Radikal Başlangıçlar

15.00 Ev Yapımı: HIV / AIDS'e Karşılık Video Sanatı

Mapplethorpe: Fotoğrafa Bak!

Mapplethorpe: Fotoğrafa Bak!

Hayatta Kalmak İçin

Hayatta Kalmak İçin

Kalp Atışı Dakikada 120

Kalp Atışı Dakikada 120

Ev Yapımı: HIV / AIDS'e Karşılık Video Sanatı

Ev Yapımı: HIV / AIDS'e Karşılık Video Sanatı

Alternatif Sonlar, Radikal Başlangıçlar

Alternatif Sonlar, Radikal Başlangıçlar

Buradayım!
Dünya AIDS Günü

Bu özel program sanatçıların ve aktivistlerin 1980’lerin başından günümüze bakım ve aile fikrini nasıl genişlettiğini ve 1980 HIV/AIDS kriziyle yüz yüzeyken domestik yaşamın siyasal bedelleriyle nasıl başa çıktıklarını inceliyor.

Bir Fotoğrafçı Biyografisi Pascal Sebah

Bir Fotoğrafçı Biyografisi Pascal Sebah

1857’de Beyoğlu Postacılar Caddesi’nde “El Chark Societe Photograhic” adlı bir stüdyo açan levanten kökenli Pascal Sébah, 1860 yılında fotoğraf tekniğini iyi bilen ve bu alanda Paris’te çalışmalar yapmış A. Laroche adında bir Fransızla birlikte çalışmalarını sürdürmek üzere Rus Elçiliği’nin bitişiğindeki stüdyosuna taşınır...

Akıl Çağı’ndan “Kaplumbağa Terbiyecisi”ne

Akıl Çağı’ndan “Kaplumbağa Terbiyecisi”ne

1 Mayıs 1906 tarihinde Paris Grand Palais’de açılan Salon sergisinde bir Osmanlı ressamının da eseri yer almıştı. Bu, Osman Hamdi Bey’in “Kaplumbağa Terbiyecisi” ismiyle tanınmış olan resmiydi. 

Öğrendiğim 10 Şey: Narın Rengi

Öğrendiğim 10 Şey: Narın Rengi

Narın Rengi’nin yönetmeni Sergey Parajanov, Gürcistan’ın Tiflis şehrinde doğmuş olsa da, aslen Ermeni’ydi. Sayat-Nova ile kendini ruhen yakın hisseden Parajanov, çok sayıda kültüre ev sahipliği yapan Transkafkasya ile arasındaki bağ sebebiyle, ozanın yaşamını beyaz perdeye aktaracak ideal sanatçı olduğuna inanıyordu