Pera Film, evde kalıp sosyal etkileşimleri sınırladığımız bu günlerde, gündelik yaşamlarımızın pratiklerini, etkisinden çıkamadığımız duyguları ve durumları hatırlatan, internet üzerinden erişilebilir yedi filmlik bir seçki sunuyor.
Evde Tek Başına seçkisinde animasyonun cansız nesneleri duygulara dönüştürme şeklindeki olağanüstü becerisinin bir başka kanıtı olan Oh Willy…, ters kronoloji kullanan anlatımıyla, sessiz sakin bir banliyöde bir suç mahali yaratan olayların izini süren Üst, dört arkadaşın yazlık bir evde geçirdikleri hafta sonuna odaklanan Balık Havuzu, çağdaş sanat dünyasını kendine has nüanslarla eleştiren ödüllü animasyon Merkür, 1993 yılında Akçakoca sahiline vuran gizemli Lenin heykelinin izini süren kısa belgesel Hoşgeldin Lenin, yüz körü olmanın ne demek olduğuna değnirken, bundan muzdarip genç bir kadının sanat aracılığıyla kendi kurtuluşunu resmetmesine odaklanan Carlotta'nın Yüzü ve son olarak, zor zamanlarda geçen bir kişisel gelişim hikayesi olan soyut animasyon Atıl, Akıntı yer alıyor.
Deniz hamamından plaja geçiş ise bir devrim niteliğindeydi. Rus ihtilalinde ülkelerinden kaçan Beyaz Ruslar, İstanbul’da pek çok dönüşüme neden olmuşlardı, bunlardan en önemlisi de halkın denizle buluşmasına vesile olan plaj alışkanlıklarıydı. 1920’lerden itibaren deniz hamamları evrilerek yerlerini yavaş yavaş kadın ve erkeğin beraber denize girebildiği plajlara bıraktı. Bu blog yazımızda İstanbul’un plajlarını ve onların özelliklerini ele alıyoruz.
Batılı ressamların İstanbul’u konu alan resimleri söz konusu olduğunda Haliç çok özel bir yere ve öneme sahiptir. Topkapı Sarayı ve anıtsal yapıların yer aldığı Tarihi Yarımada’yla, batılıların konakladığı, yabancı elçiliklerin yer aldığı Galata’yı birbirinden ayıran bu su kütlesi, geçişimli bir sınır gibidir adeta.
Salı - Cumartesi 10.00 - 19.00
Cuma 10.00 - 22.00
Pazar 12.00 - 18.00
Müze Pazartesi
günü kapalıdır.
Çarşamba günleri öğrenciler müzeyi
ücretsiz ziyaret edebilir.
Tam: 200 TL
İndirimli: 100 TL
Grup: 150 TL (toplu 10 bilet ve üstü)