Nahid Persson Sarvestani: Belgeseller
Filmmor Kadın Filmleri Festivali

15 - 22 Mart 2015

İran’da doğan Nahid Persson Sarvestani 1979 İran devrimi esnasındaki ve sonrasındaki siyasi faaliyetleri nedeniyle İsveç’e iltica etmek zorunda kaldı. 2000’den itibaren İsveç’te belgesel çeken yönetmen, Krakow Film Festivali Altın Ejderha Ödülü, Monte Carlo TV Festivali En İyi Uluslararası Haber Belgeseli Ödülü, İsveç Devlet Televizyonu’nun Kristal Ödülü ve Örtünün Ardındaki Fahişelik filmiyle Uluslararası Emmy adaylığı dâhil birçok ödül kazandı. Kraliçe ve Ben ve 2005’te Emmy ödülüne aday gösterilen Örtünün Ardındaki Fahişelik gibi filmlerinde 30 yıl önce terk etmek zorunda kaldığı İran’ı, İran hapishanelerinde işkence ve terörü yaşamış kadınların zorlu deneyimlerini anlattı. Kaçmak zorunda kaldığı İran’da, kadınlara dair filmler çekmeyi sürdürdü. İran rejiminin baskısı altında yaşayan kadınların konumunu sert şekilde eleştirdiği filmler yaptı ki bundan dolayı 2006’da İran’da tutuklandı. Çalınmış Devrimim ile İran’da tutuklu olmaya ve işkenceye dair anlatılmamış bir hikâyeyi gözler önüne serdi.

logo

15 Mart

13.00 Kraliçe ve Ben

17 Mart

19.00 Çalınmış Devrimim

18 Mart

17.00 Örtünün Ardındaki Fahişelik

20 Mart

13.00 Kraliçe ve Ben

21.00 Örtünün Ardındaki Fahişelik

22 Mart

13.00 Çalınmış Devrimim

Çalınmış Devrimim

Çalınmış Devrimim

Kraliçe ve Ben

Kraliçe ve Ben

Örtünün Ardındaki Fahişelik

Örtünün Ardındaki Fahişelik

Martín Zapater’in Portresi (1797)

Martín Zapater’in Portresi (1797)

Martín Zapater y Clavería 12 Kasım 1747’de Zaragoza’da doğdu. Mütevazı bir tüccar ailesine mensuptu; hali vakti yerinde akrabası Juana Faguás ve kızı Joaquina de Alduy tarafından evlat edinildi. 1752-1757 yılları arasında Zaragoza Escuelas Pías okulunda Goya’yla birlikte okudu; bu dönemde başlayan dostlukları Zapater’in 1803’teki ölümüne kadar devam etti.

Turquerie

Turquerie

14. yüzyılda Balkanlar’a giren, 15. yüzyılda Konstantinopolis’i fetheden, 16. yüzyılda Viyana kapılarına dayanan Osmanlı İmparatorluğu, uzun süre Avrupa’nın korkulu rüyası olmuştur. Ancak 17. yüzyıl sonlarına gelindiğinde imparatorluğun genişlemesi durmuştu. 

Heykele Geçiş

Heykele Geçiş

Manolo Valdés’in resimleri, maddesel bir mevcudiyet arayışındayken, bu arayış onun heykellerinde daha da belirgindir. Her geçen yıl, bu alanda daha üretken hale gelir. Günümüzde heykel, sanatçının zamanının ve çabalarının büyük bir bölümünü kapsıyor.