Polonya Sinemasında Oryantalizm

5 - 26 Aralık 2014

Polonya sinemasında yakın zamana kadar Ortadoğu ve Doğu Asya kültürleri göz ardı ediliyordu. Temelini Ortadoğu’dan alan hareketlerle ilgili son gelişmeler bu bakış açısını değiştirdi. Pera Film’in Polonya Sinemasında Oryantalizm programı kapsamındaki 3 biyografik film Doğu kavramına taze bir bakış sunuyor. Papusza (2013), kaybedilmiş haklar, kaybedilmiş yakınlık ve toplumun ona uyum sağlamayanları yabancılaştırması üzerine bir romantik trajedi, aynı zamanda asıl kaybedenin toplumun kendisi olduğunun ve bu kaybın Avrupa’nın sosyal anatomisi için en anlama geldiğinin altını da çiziyor. Papusza adıyla da bilinen Roman şair Bronisława Wajs (1908-1987) Polonya’da efsaneleşmiş bir isim. Film, alışılagelmiş bir biyografik yapıt olmanın ötesinde bu yetenekli kadının kaderini ve onun etnik geçmişini modern tarih bağlamında ortaya koyuyor. Kullanılan siyah-beyaz fotoğraflar, Romenlerin II. Dünya Savaşı öncesi ve onun hemen sonrasında seyahat ettikleri bölgelere şiirsel ve yalın bir biçimde tanıklık ediyor. Film aynı zamanda değer verdikleri geleneklerin gittikçe silinmesine ve göçebe varoluşlarını terk etmeye zorlandıktan sonra yaşadıkları fiziksel ve ruhani yoksunluğa da değiniyor. Her ne kadar Papusza, hayatının farklı evrelerindeyken hikayenin odağı olmaya devam etse de, filmin ancak son yarısında parçalar bir araya getirilip bütünlüklü bir resim elde edilebiliyor. Adrian Panek’in Daas (2011) adlı filmi, kendini mesih ilan eden Sabbatai Zevi’nin reankarne olmuş hali ve kutsal kitaplarda İbranilerin atası olarak geçen Yakup olduğunu iddia eden Musevi lider Jakub Frank’in hikayesine odaklanıyor. 18. yüzyılda yaşamış bir gizemci olan Frank, yalnızca şöhret kazanmakla kalmamış, dilencilerden krallara insanların kalplerine şüphe tohumlarını yerleştirmişti. Daas onun gücüne, fakat aynı zamanda önlenemez yenilgisinin kaynaklarına eğiliyor. Öte yandan, Piotr Trzaskalski tarafından yönetilen Usta (2006) (The Master) kurgusal ve daha da arketipik bir biyografik film. Andrei Tarkovsky’ye göndermelerde bulunarak Asya’nın ruhaniliğinin ve doğu dinlerinin etkisine dair bir örnek sunuyor. Filmin temposu yavaş, karakterler derinlikli ve mükemmel bir sinematografiye sahip. -- Janusz Wróblewski’nin Eleştirisi

Etkinlik Polonya-Türkiye diplomatik ve kültürel ilişkilerin 600. yıldönümü kutlamalarını içeren 2014 kültür programı kapsamında düzenlenmektedir.

5 Aralık

19.00 Daas

6 Aralık

19.00 Papusza

12 Aralık

19.00 Usta

17 Aralık

19.00 Daas

21 Aralık

14.00 Usta

26 Aralık

19.00 Papusza

Papusza

Papusza

Usta

Usta

Daas

Daas

Polonya Sinemasında Oryantalizm

Polonya sinemasında yakın zamana kadar Ortadoğu ve Doğu Asya kültürleri göz ardı ediliyordu. Temelini Ortadoğu’dan alan hareketlerle ilgili son gelişmeler bu bakış açısını değiştirdi. Pera Film’in Polonya Sinemasında Oryantalizm programı kapsamındaki 3 biyografik film Doğu kavramına taze bir bakış sunuyor.

Polonya Sanatında Oryantalizm

Polonya sanatındaki oryantalist eğilimleri, resim, desen, tekstil ve grafik eserlerle gözler önüne seren geniş kapsamlı sergi Pera Müzesi’ndeydi.

Polonya Sanatında Oryantalizm

Büyük Birader’i Çiftdüşünüyoruz! 1984′ten 11 Alıntı

Büyük Birader’i Çiftdüşünüyoruz! 1984′ten 11 Alıntı

Çiftdüşün Çiftgörü sergimiz George Orwell’ın 1984 romanında kullandığı “Çiftdüşün” kavramına bir göndermeyle isim buldu ve aralarında Tracey Emin, Marcel Dzama, Anselm Kiefer, Bruce Nauman, Raymond Pettibon ve Thomas Ruff gibi isimlerin yanı sıra Türk sanatçıların da yer aldığı seçki, çoğulcu düşünmenin izini sanat eserleri üzerinden sürdü.

Akışkan Rego

Akışkan Rego

Her ne kadar Rego, geç de olsa, çağının öncü feministlerinden biri olarak kabul edilmişse de, cinsel akışkanlığı ele alışıyla ilgili çok az şey yazılmıştır. Hatta çizim ve resimlerindeki sado-mazoşist akım, partiarka ile sömürülen kadın arasındaki klasik çatışmanın bir okuması olarak anlaşılmıştır. Türkiye ve Almanya’daki ilk müze sergileri, Rego’nun toplumsal cinsiyet ve kimlik hakkında sanıldığının çok ötesinde akışkan bir anlayışa sahip olduğunu gösteriyor.  

Akışkan Kimlikler  Bir Kimlik Yaratmak / Melez Kimlikler

Akışkan Kimlikler Bir Kimlik Yaratmak / Melez Kimlikler

Bir koleksiyonun en az dört kuşak boyunca aktarılması gerektiğine inanan ve bunu bir bayrak yarışına benzeten Nahit Kabakcı’nın 1980’lerden itibaren oluşturmaya başladığı Huma Kabakcı Koleksiyonu Türkiye’de, bilinçli ve sürekliliği olan az sayıdaki koleksiyondan biri.