Biz, Cleves Prensesleri

Yönetmen: Régis Sauder
Oyuncular: Abou Achoumi, Laura Badrane, Morgane Badrane
Fransa, 69’, 2011, renkli
Fransızca, Türkçe altyazıyla

Ah, büyük edebiyat yapıtlarının öğrencilere zorunlu okuma olarak kabul ettirildiği lise İngilizce dersleri. O bir başka çağın çarpıcı anlatım ve karakterleri ile dolu koca koca ciltlerin, her gencin eğitiminde hayati derecede önemli olduğu varsayılır, ama bu kitaplar bin bir kaygı içindeki gençlerin gündelik yaşamındaki gerçeklerlerle ne kadar bağlantılıdır? Yönetmen Régis Sauder, çağdaş gençlerin yaşamına yeni ve yaratıcı bir bakışla, 17. yüzyıl romanı Clèves Prensesi’nin ders olarak okutulduğu Marsilya’daki bir lise sınıfında öğrencilerin gerçek sesleri ve duyguları aracılığıyla, klasik edebiyat ile çağdaş gençlerin yaşamı arasında o tarifi zor bağlantıyı kurmaya çalışıyor. Kral II. Henri’nin 16. yüzyıl sarayında geçen bir aşk ve görev öyküsü olan bu klasik metin, Fransız okullarında onyıllarca okutulmuştur. Ama Sauder romanı yeni bir gözle yorumluyor, romanın öyküsü ile öğrencilerin –ağırlıklı olarak işçi ve göçmen ailelerden ve farklı kökenlerden gelen bir gençler topluluğu– yaşamlarını yan yana getiriyor. Öğrenciler, bakalorya sınavları için stresli hazırlığa başlarken, kitaptan seçilmiş pasajlar okuyorlar ve içtenlikle kendi umut ve hayallerinden, aşk ve gönül yaralarından, aile ve arkadaşlarından ve günümüz Fransız toplumunda kendi yerlerinden söz ediyorlar...

Gençlik Güzel Şey!

Giacomo’nun Yazı

Gençlik Güzel Şey!

Biz, Cleves Prensesleri

Gençlik Güzel Şey!

Belle Epine

Gençlik Güzel Şey!

Zehir Gibi Aşk

Gençlik Güzel Şey!

Anılara Yolculuk

Gençlik Güzel Şey!

“Çiftlik”te Yaşam

Çıplak Kadından Çıplak Tene

Çıplak Kadından Çıplak Tene

Üryan, Çıplak, Nü: Türk Resminde Bir Modernleşme Öyküsü sergisi kapsamında, Cumhuriyet Gazetesi yazarı, Marmara ve Yeditepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi Nazlı Pektaş’ın, serginin küratörü Ahu Antmen ile yaptığı ve kısa hali Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanan röportajın tamamını paylaşıyoruz.

Turquerie

Turquerie

14. yüzyılda Balkanlar’a giren, 15. yüzyılda Konstantinopolis’i fetheden, 16. yüzyılda Viyana kapılarına dayanan Osmanlı İmparatorluğu, uzun süre Avrupa’nın korkulu rüyası olmuştur. Ancak 17. yüzyıl sonlarına gelindiğinde imparatorluğun genişlemesi durmuştu. 

Sergey Parajanov Anlatıyor

Sergey Parajanov Anlatıyor

“Olabilecek en kötü hapishane koşullarıyla karşılaştığımda, bir seçim yapmak zorunda olduğumu anladım: ya dibe vuracaktım ya da bir sanatçı olacaktım.”