Pirosmani

"Naif" Sanatta Bir Efsane

2 Ağustos - 7 Ekim 2007

Kuruluşundan bugüne, değişik dallardan birçok önemli sanatçının yapıtlarını ağırlayan Pera Müzesi, kapılarını dünyanın en ilginç yaratıcılarından birine, Gürcü köylü ressam Pirosmani’ye açtı. 19. yüzyıl ortalarında Gürcistan'ın küçük bir köyünde doğup 1918’de Tiflis’te yoksulluk içinde ölen Pirosmani’nin “safyürekli” (naif) resimleri yakın komşumuz olan ülkenin çiçek açmış kırlarını, köylerini, insanlarını, hayvanlarını konu aldı.

Yaşadığı sırada yakın çevresi dışında kimselerin tanımadığı, ancak ölümünden sonra, özellikle de Batı sanat çevrelerinde primitiflerin ve naif sanatın öneminin anlaşıldığı 20’li, 30’lu yıllarda farkına varılan Pirosmani, o zamandan beri resimlerinin benzersiz içtenliği ve etkileyiciliğiyle dünya sanatseverlerini şaşırtmayı sürdürüyor.

Niko Pirosmani 1862 yılında Gürcistan’ın Kaheti bölgesindeki Mirzaani köyünde, bir köylü ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi ve yaşamının neredeyse tamamını Tiflis’te geçirdi. Resme erken yaşta başladı ve hiç sanat eğitimi almadı. 1882 yılında ressam Gigo Zaziaşvili ile bir tabela atölyesi açtı, ancak kısa bir süre sonra iflas etti. Geçinebilmek için zaman zaman Tiflis’te, “dukhan” adlı verilen Gürcü meyhanelerinde ya da tren istasyonunda çalıştı ve 1918 yılında yoksulluk içinde öldü.

Bugün dünya çapında tanınan Pirosmani, sanatıyla ülkesinin sınırlarını çoktan aşmış bir isimdir.

Pirosmani

Pirosmani

Bugün dünya çapında tanınan Pirosmani, sanatıyla ülkesinin sınırlarını çoktan aşmış bir isimdir. 19. yüzyıl ortalarında Gürcistan'ın küçük bir köyünde doğup 1918’de Tiflis’te yoksulluk içinde ölen...

Video

Niko Pirosmani

Niko Pirosmani

“İsimsiz bir Mısır freski, bir Afrika putu ya da bir Girit vazosu: Pirosmani’nin işleri bunların arasında sayılmalı. Onu gerçekten algılayabilmenin tek yolu bu… Bir Pirosmani görünce, insan Gürcistan’a inanç duymaya başlar.”

Haliç

Haliç

Batılı ressamların İstanbul’u konu alan resimleri söz konusu olduğunda Haliç çok özel bir yere ve öneme sahiptir. Topkapı Sarayı ve anıtsal yapıların yer aldığı Tarihi Yarımada’yla, batılıların konakladığı, yabancı elçiliklerin yer aldığı Galata’yı birbirinden ayıran bu su kütlesi, geçişimli bir sınır gibidir adeta. 

Sanatta Venüs

Sanatta Venüs

José Sancho, yarattığı kadın gövdelerinin şehvetli niteliğini gizlemek bir yana, ön plana çıkarır. Bu gövdeler önden simetriktir, fakat yandan bakıldığında içbükey ve dışbükey formların oluşturduğu zıtlık eserlere hareketlilik katar.