Tam Yerinden: Küratöryel Bir Tarih

Panel

24 Ocak 2024 / 18.30

Pera Müzesi’nin Tam Yerinden: İstanbul’a Panoramik Bakışın Tarihi sergisi, 360 derecelik şehir manzarasının cazibesini çıkış noktası olarak alıyor ve bu panoramik bakışın oluşumunu tarihselleştiriyor. Sergi, farklı mecralar ve malzemeler üzerinden düşünerek İstanbul temsillerinin, erken modern tarihli matbu imgelerden Londra’da bu iş için özel olarak inşa edilmiş yapılarda sergilenen dev ölçekli resimlere ve geç dönem Osmanlı konutlarının duvar bezemelerine kadar gösterdiği çeşitliliğin peşine düşüyor. 

Etkinlikte, serginin küratörleri Çiğdem Kafescioğlu, K. Mehmet Kentel ve M. Baha Tanman, Tam Yerinden’in arka planındaki araştırma sürecini, malzeme seçimini ve tarihsel materyale yaklaşımlarını; İstanbul panoramalarına dair bir sergi yapmanın heyecanlarını ve zorluklarını tartışıyor.

Pera Müzesi Oditoryumu’nda gerçekleşecek etkinlik ücretsizdir. Rezervasyon alınmamaktadır.

Süreli Sergi

Tam Yerinden

Panoramik resim ve fotoğraflar üzerinden, İstanbul’un temsil tarihini yeni perspektiflerle değerlendirmeyi amaçlayan sergi, “panorama” formunun geçmişini eleştirel bir çerçevede, farklı boyut ve bağlamlarıyla  ele alıyor. Panoramik görüntülerin üretim ve tüketimindeki katmanlı ilişkileri irdelerken görüntülerin farklı izleyici kitleleri arasında dolaşımını, algılanma şekillerini, yüzyıllar içinde yaygınlık kazanmış farklı medyalar arasındaki bağlantıları da sorguluyor.

Tam Yerinden

Gece Yarısı Korku Hikâyeleri: Ay Havuzu <br>  Işın Beril Tetik

Gece Yarısı Korku Hikâyeleri: Ay Havuzu
Işın Beril Tetik

Ela bir yıl önce, yedi dakikalığına ölmüştü. Küçük kardeşinin parktaki kum havuzunun içinde neşeyle oyun oynayışını seyrederken gelmişti ölüm ona. Tüm dünyasını bembeyaz yakıcı bir ışıkla kaplayan ani bir ışıma, bir canavarın kükreyişini andıran zalim bir gümbürtü… 

Sonsuz Paris (1959-1965)

Sonsuz Paris (1959-1965)

1960’lı yıllarda, Alberto Giacometti yaşadığı kente, Paris’e, sokaklarını, kafelerini, atölyesini ya da karısı Annette’in dairesi gibi daha özel yerleri çizerek saygısını sunmuştur, bu çizimler onun en son kitabını oluşturacaktır: Paris sans fin (Sonsuz Paris). 

"Mimarlık ile Dans"

"Mimarlık ile Dans"

Sanırım Frank Zappa (bazıları bunu Laurie Anderson’ın söylediğini iddia ediyor) bir söyleşisinde “müzik üzerine yazmak mimarlık ile dans etmeye benzer” demiş.