Beyaz Gecelerin Alacakaranlığında

16 - 28 Haziran 2017

Yaz gündönümü hızla yaklaşır, günün aydınlık dakikalarının sayısı gitgide artarken, Pera Film sizi gündüzlerin upuzun olduğu beyaz yaz gecelerine davet ediyor. Yaz mevsiminde geçen Nordik filmlerden oluşan Beyaz Gecelerin Alacakaranlığında seçkisi, adını günümüz Nordik pop müziğinin en sevilen yıldızlarından Oh Land’in şarkı sözlerinden alıyor. Bu filmlerde güneş neredeyse hiç batmıyor. Aydınlık yaz geceleri bazen dinmeyen eğlenceleri, bazen de uykusuzluk ve buhranı beraberinde getiriyor. Upuzun yaz günleri, bazen kenetlenen aile bireylerinin, bazen aşkla tanışan yeniyetmelerin, bazense kendini doğaya bırakan bireylerin yaşamlarında bembeyaz sayfalar açmasına önayak oluyor.

Gelin, güneşin ve Nordik sinemanın tadını birlikte çıkaralım!

logo iş birliğiyle

16 Haziran

19.00 Doğada Tek Başına

21.00 Uykusuz

17 Haziran

14.00 Uykusuz

16.00 Bir Yaz Masalı

18.30 Belalı Düğün

18 Haziran

15.00 Bir Yaz Masalı

17.00 Doğada Tek Başına

21 Haziran

19.00 Belalı Düğün

24 Haziran

14.00 Gençlik Başımda Duman

28 Haziran

19.00 Gençlik Başımda Duman

Gençlik Başımda Duman

Gençlik Başımda Duman

Doğada Tek Başına

Doğada Tek Başına

Belalı Düğün

Belalı Düğün

Bir Yaz Masalı

Bir Yaz Masalı

Uykusuz

Uykusuz

"Mimarlık ile Dans"

"Mimarlık ile Dans"

Sanırım Frank Zappa (bazıları bunu Laurie Anderson’ın söylediğini iddia ediyor) bir söyleşisinde “müzik üzerine yazmak mimarlık ile dans etmeye benzer” demiş. 

Sonsuz Paris (1959-1965)

Sonsuz Paris (1959-1965)

1960’lı yıllarda, Alberto Giacometti yaşadığı kente, Paris’e, sokaklarını, kafelerini, atölyesini ya da karısı Annette’in dairesi gibi daha özel yerleri çizerek saygısını sunmuştur, bu çizimler onun en son kitabını oluşturacaktır: Paris sans fin (Sonsuz Paris). 

Gece Yarısı Korku Hikâyeleri: Ay Havuzu <br>  Işın Beril Tetik

Gece Yarısı Korku Hikâyeleri: Ay Havuzu
Işın Beril Tetik

Ela bir yıl önce, yedi dakikalığına ölmüştü. Küçük kardeşinin parktaki kum havuzunun içinde neşeyle oyun oynayışını seyrederken gelmişti ölüm ona. Tüm dünyasını bembeyaz yakıcı bir ışıkla kaplayan ani bir ışıma, bir canavarın kükreyişini andıran zalim bir gümbürtü…