Polonya’dan Ustalar
Polonya Film Okulu

13 - 27 Şubat 2014

Polonya-Türkiye diplomatik ilişkilerinin 600. yıldönümünde Pera Film, Polonya Cumhuriyeti’nin İstanbul Başkonsolosluğu işbirliğiyle, Polonya’dan dört olağanüstü yönetmenin yedi filmiyle benzersiz bir program sunuyor: Andrzej Wajda, Jerzy Kawalerowicz, Wojciech Has ve Roman Polanski. Polonya’dan Ustalar: Polonya Film Okulu programı 1950’lerin sonu 1960’ların başı arasında, son derece önemli bir sinema olan Polonya sinemasının gelişimini inceliyor.

Özellikle 1956-1981 yılları arasında, Komünist rejim ideolojik baskısını yumuşattığında, Polonya film endüstrisi, yönetimin propagandaya yönelik taleplerini büyük oranda duymazdan gelmeyi ve halkın yanında durmayı başardı. Polonya sinema tarihindeki en önemli iki sanatsal akımın ortaya çıkışı da bu dönemde oldu – 1956-1961 arasının “Polonya Okulu” ve 1975-1981 arasının “Ahlaki Kaygı Sineması”. Polonya sineması, II. Dünya Savaşı’nın yıkıntıları arasında yeşerdi. SSCB’yi örnek alan Polonya’da, film endüstrisi millileştirildi. “Film Polski”, film endüstrisinin bütün sektörlerinde; prodüksiyon, dağıtım, sinemalar ve eğitimde yer aldı. 1945’ten sonraki sosyo-ekonomik durum sayesinde film yönetmenleri, yazarlar, şairler ve ressamlar gibi özel bir statü kazandı. Bütün bunlar, Fransa’da Yeni Dalga’nın kurucuları tarafından savunulan “auteur” kuramı fikrinin doğuşundan çok önce oldu.

“Polonya Film Okulu” terimi ilk kez 1954’te film eleştirmeni Aleksander Jackiewicz tarafından kullanıldı; Jackiewicz, “Polonya sanatının büyük geleneğine layık bir Polonya film okulu”nun ortaya çıkacağını umduğunu söylüyordu. Polonya Film Okulu, İtalyan yeni gerçekçi yönetmenlerinden derin bir biçimde etkilenmiş, resmi niteliği olmayan bir grup Polonyalı film yönetmeni ve senaryo yazarı için kullanılan bir terim. Akım, Polonya’daki liberal değişimlerden yararlanarak Polonya tarihinin II. Dünya Savaşı ve Nazi işgali dönemindeki zorluklarını ele aldı. En önemli konuları arasında eski “Vatan Ordusu” askerleri kuşağı ve savaş sonrası dönemde, Nazi toplama kampları ve Varşova Ayaklanması gibi ulusal trajediler yer alıyordu. Yaşanan siyasal değişimler, grubun yakın dönem Polonya tarihi hakkında daha açık konuşmasına olanak sağladı.

Polonya film endüstrisi kırk yıl boyunca büyüdü, özellikle de 1955-1965 yılları arası, sinema tarihi açısından bir dönüm noktası oldu; Polonya Film Okulu’nu oluşturan Andrzej Wajda, Andrzej Munk, Jerzy Kawalerowicz ve Wojciech Has bu dönemde ilk filmlerini yaptılar. Polonya Film Okulu yalnızca yerleşik konuları ve estetiği ele almakla kalmadı, ideolojiyle ulusal konuların deneysel bir görsel biçemle birleştiği, kendine özgü formlar da buldu, böylece tutarlı bir birlik, “auteur” sinemasına uygun bir anlatım biçimi yarattı. 

Her bir gösterim indirimli müze giriş bileti (5 TL) ile izlenebilir.Rezervasyon alınmamaktadır.

İşbirliğiyle
logo

13 Şubat

19.00 Kanal

14 Şubat

19.00 Sudaki Bıçak

21.00 Gece Treni

15 Şubat

14.00 Kanal

16.00 Küller ve Elmaslar

18.00 Masum Büyücüler

16 Şubat

14.00 Zaragoza’da Bulunmuş El Yazması

18.00 Meleklerin Rahibesi Joan

19 Şubat

19.00 Masum Büyücüler

21 Şubat

19.00 Zaragoza’da Bulunmuş El Yazması

23 Şubat

14.00 Gece Treni

16.00 Meleklerin Rahibesi Joan

26 Şubat

19.00 Küller ve Elmaslar

27 Şubat

19.00 Sudaki Bıçak

Kanal

Kanal

Küller ve Elmaslar

Küller ve Elmaslar

Gece Treni

Gece Treni

Meleklerin Rahibesi Joan

Meleklerin Rahibesi Joan

Masum Büyücüler

Masum Büyücüler

Sudaki Bıçak

Sudaki Bıçak

Zaragoza’da Bulunmuş El Yazması

Zaragoza’da Bulunmuş El Yazması

Polonya’dan Ustalar
Polonya Film Okulu

Polonya’dan Ustalar: Polonya Film Okulu programı 1950’lerin sonu 1960’ların başı arasında, son derece önemli bir sinema olan Polonya sinemasının gelişimini inceliyor.

Bir Kedi Dosyası

Bir Kedi Dosyası

Kedilerin Eski Mısır’da ilk kez evcilleştirilmelerinin üzerinden binlerce yıl geçmiş olsa da çekicilikleri giderek artıyor. Dünyanın dört bir yanında çeşitli şehir efsaneleri yüzyıllardır alıp başını gitmekte: Avrupa’nın birkaç farklı bölgesinde, hamile bir kadının bir kediyi tutması ya da onu kucağında oturtması sakıncalı görülüyordu.

Niko Pirosmani

Niko Pirosmani

“İsimsiz bir Mısır freski, bir Afrika putu ya da bir Girit vazosu: Pirosmani’nin işleri bunların arasında sayılmalı. Onu gerçekten algılayabilmenin tek yolu bu… Bir Pirosmani görünce, insan Gürcistan’a inanç duymaya başlar.”

Haliç

Haliç

Batılı ressamların İstanbul’u konu alan resimleri söz konusu olduğunda Haliç çok özel bir yere ve öneme sahiptir. Topkapı Sarayı ve anıtsal yapıların yer aldığı Tarihi Yarımada’yla, batılıların konakladığı, yabancı elçiliklerin yer aldığı Galata’yı birbirinden ayıran bu su kütlesi, geçişimli bir sınır gibidir adeta.