Pera Film, Pagan geleneklerinde köklenen ve günümüz sosyokültürel hayatında da yerini alan Cadılar Bayramı’na özel programını sunar: Ritmik Kâbuslar.
Rüyanın sevilmeyen kardeşi, hayalin nemrut kuzeni, hayatın karanlığıyla bilinçdışında uzlaşmanın ürkütücü yolu: Kâbus. Pera Film’in Cadılar Bayramı’na özel seçkisi, karanlık estetiğine, habis müziklerine ve dansına kapılıp gittiğimiz hikâyelere odaklanıyor.
24-31 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek mini programda; koyu kırmızı estetiği, olağanüstü sahne tasarımlarıyla korku sinemasının kilometre taşlarından, Amerikalı bir dans öğrencisinin Almanya’daki yatılı bir okulda yaşadığı korkunç deneyimleri konu eden Suspiria ve kuir sinemanın en aşkın örneklerinden biri olarak anılan, izleyicisini transseksüel bir uzaylının şatafatlı şatosunda ağırlayan Jim Sharman imzalı kült klasik, The Rocky Horror Picture Show yer alıyor.
Bu program kapsamındaki film gösterimleri indirimli müze giriş bileti ile izlenebilir. Biletler, Biletix’ten veya Pera Müzesi resepsiyonundan temin edilebilir. Yasal düzenlemeler uyarınca aksi belirtilmediği sürece tüm film gösterimlerimiz 18+ uygulamasına tabidir.
24 Ekim
19.00 The Rocky Horror Picture Show
26 Ekim
19.00 Suspiria
28 Ekim
19.00 The Rocky Horror Picture Show
31 Ekim
19.00 Suspiria
24 Ekim
19.00 The Rocky Horror Picture Show
26 Ekim
19.00 Suspiria
28 Ekim
19.00 The Rocky Horror Picture Show
31 Ekim
19.00 Suspiria
Janine Antoni, 1990’larda, kimlik inşası meselesine odaklanmaya başladı. Yala ve Sabunla isimli yapıtını, klasik heykel geleneğine uygun olarak, doğrudan kendi bedeninden aldığı kalıptan yola çıkarak yaptı. Bu büstleri sıra dışı kılan ise, sabun ve çikolata gibi tüketim maddelerinden yapılmış olmaları.
Kedilerin Eski Mısır’da ilk kez evcilleştirilmelerinin üzerinden binlerce yıl geçmiş olsa da çekicilikleri giderek artıyor. Dünyanın dört bir yanında çeşitli şehir efsaneleri yüzyıllardır alıp başını gitmekte: Avrupa’nın birkaç farklı bölgesinde, hamile bir kadının bir kediyi tutması ya da onu kucağında oturtması sakıncalı görülüyordu.
Deniz hamamından plaja geçiş ise bir devrim niteliğindeydi. Rus ihtilalinde ülkelerinden kaçan Beyaz Ruslar, İstanbul’da pek çok dönüşüme neden olmuşlardı, bunlardan en önemlisi de halkın denizle buluşmasına vesile olan plaj alışkanlıklarıydı. 1920’lerden itibaren deniz hamamları evrilerek yerlerini yavaş yavaş kadın ve erkeğin beraber denize girebildiği plajlara bıraktı. Bu blog yazımızda İstanbul’un plajlarını ve onların özelliklerini ele alıyoruz.
Salı - Cumartesi 10.00 - 19.00
Cuma 10.00 - 22.00
Pazar 12.00 - 18.00
Müze Pazartesi
günü kapalıdır.
Çarşamba günleri öğrenciler müzeyi
ücretsiz ziyaret edebilir.
Tam: 200 TL
İndirimli: 100 TL
Grup: 150 TL (toplu 10 bilet ve üstü)