Yönetmen: Sadie Benning
ABD, 1992, 20', siyah-beyaz, İngilizce; Türkçe altyazılı

Benning “kötü bir kız”la yaşadığı şehvet içeren ilişkisini, cinsiyetlerle ilişkilendirilen jestler ve Hollywood klişelerini kullarak anlatıyor; kamera karşısına bazen bir isyancı, bazen bir platin sarışın, bazen bir gangster, bazen 1950’lerdeki bir crooner müzisyeni, bazen de baygın bakışlı bir vamp kadın olarak çıkıyor. İzleyici bu ilişkiyi sigaralı pozlar, romantik slow danslar ile hızlı aksiyon ve heavy metal müzik içeren sokak çekimleri eşliğinde takip ediyor. Benning’in filmi, romantik bir hayalden öteye de geçiyor ve tensel çekimin korku, şiddet, şehvet, suçluluk ve heyecan içeren unsurlarını da yansıtıyor. Kendi değimiyle, “Aşk değildi belki ama yine de kayda değer bir şeydi…”

Sadie Benning: Direniş Günlükleri

İçerde Yaşam

Sadie Benning: Direniş Günlükleri

Her Kızın Bir Günlüğü Olsaydı

Sadie Benning: Direniş Günlükleri

Kız Gücü

Sadie Benning: Direniş Günlükleri

Aşk Değildi

Sadie Benning: Direniş Günlükleri

Judy Sahneleri

Sadie Benning: Direniş Günlükleri

Almanca Şarkı

Çıplak Kadından Çıplak Tene

Çıplak Kadından Çıplak Tene

Üryan, Çıplak, Nü: Türk Resminde Bir Modernleşme Öyküsü sergisi kapsamında, Cumhuriyet Gazetesi yazarı, Marmara ve Yeditepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi Nazlı Pektaş’ın, serginin küratörü Ahu Antmen ile yaptığı ve kısa hali Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanan röportajın tamamını paylaşıyoruz.

Geleceği Hatırlamak

Geleceği Hatırlamak

Bir koleksiyona veya arşive bakarak gelecek nasıl kurgulanabilir? Seramiğin dayanıklı yapısı onu hayal edebildiğimiz zamanın sonuna dek kalıcı kıldığından geleceğin nasıl hatırlanabileceğini bir seramik koleksiyonu aracılığıyla düşünmek zihin açıcı olabilir. Sergi kapsamında üretilen eserler, geçmişe dair önemli ipuçları taşıyan bir koleksiyonu taze bir perspektifle ele alma ve geleceği hatırlamaya dair bir adım atma potansiyeli taşıyor. 

Aşk ve Müzikte Ölümüne Sadakat

Aşk ve Müzikte Ölümüne Sadakat

Bu Bir Aşk Şarkısı Değil sergisi proje yöneticileri Fatma Çolakoğlu ve Ulya Soley, Nick Hornby’nin edebiyat ve müziğin yollarını kesiştiren etkileyici hikâyesi Ölümüne Sadakat’i anlatıyor!