Olta var balık yok

  • 18 Eylül 2022 / 15.00
  • 12 Kasım 2022 / 15.00

netmen: Sriwhana Spong
2017, 25', renkli  

Olta var balık yok, Spong’un 12. yüzyıl sufilerinden Hildegard von Bingen’in Almanya’nın batısındaki Disibodengerg manastırında geçirdiği 39 yılda icat ettiği dil üzerine yaptığı araştırmayı takip ediyor. Rivayete göre Hildegard’a vahiy yoluyla inen Lingua Ignota (Bilinmeyen Dil), o dönemde rahibeler arasındaki dayanışmayı artırmak için gizlice kullanılıyor. Filmin çekimlerinin bir kısmı, sekiz yaşındaki Hildegard’ın diğer kadınlarla birlikte kapatıldığı manastırın bulunduğu yerde gerçekleştirildi.

17. İstanbul Bienali

Mezarlık

17. İstanbul Bienali

Atımı Jalebi Yemeye Götürmek

17. İstanbul Bienali

Arkadaşımın Evi Nerede?

17. İstanbul Bienali

Fotoğraflar Çekmek

17. İstanbul Bienali

Yamyam Turları

17. İstanbul Bienali

Vampir-Cuadecuc

17. İstanbul Bienali

Çiftçiler

17. İstanbul Bienali

Pasifik 3, 2, 1, Sıfır (1. Bölüm)

17. İstanbul Bienali

şimdi tam zamanı. (I+II)

17. İstanbul Bienali

{senin yemin şarkı söyleyebiliyorsa, avcı elbet gelecektir} Yaprakların Arasındaki Gölgeler Gibi

17. İstanbul Bienali

Peyzaj #4: Dünya Nasıl Geliştirilir

17. İstanbul Bienali

Panduranga’dan Mektuplar

17. İstanbul Bienali

Europium

17. İstanbul Bienali

Tellüryen Dram

17. İstanbul Bienali

Post-Militer Sinema

17. İstanbul Bienali

Varoluşunuzun Doğasına Dair Bazı Sorular

17. İstanbul Bienali

Olta var balık yok

17. İstanbul Bienali

Çamur Adam

17. İstanbul Bienali

Kutuptan Ekvador’a

17. İstanbul Bienali

Geri Dönen Ruhlar

17. İstanbul Bienali

Keşif Gezisi İçeriği

17. İstanbul Bienali

Leviathan

Heykele Geçiş

Heykele Geçiş

Manolo Valdés’in resimleri, maddesel bir mevcudiyet arayışındayken, bu arayış onun heykellerinde daha da belirgindir. Her geçen yıl, bu alanda daha üretken hale gelir. Günümüzde heykel, sanatçının zamanının ve çabalarının büyük bir bölümünü kapsıyor.

Charlotte Wells’ten Bir Not

Charlotte Wells’ten Bir Not

Hafıza güvenilmesi güç bir şeydir: ayrıntılar belirsizleşir ve öngörülemez bir hâl alır. Hatırlamak için gayret ettikçe daha az şey görürsünüz. Kendisini durmadan çürüten bir hafızanın anısı... Son zamanlarda kendimi, duyguların daha dirençli olduğu noktasında ikna etmeye çalışırken buluyorum; ne var ki bu, epey zor bir iş.

“Sönüp gitmektense yanıp kül olmak daha iyidir”

“Sönüp gitmektense yanıp kül olmak daha iyidir”

1962’de fluxus hareketinin önde gelen üyelerinden Philip Corner, Piano Activities (Piyano Etkinlikleri) başlıklı bir performans sırasında yaptıklarıyla ciddi müzik çevrelerinde büyük olay yaratmıştı.