Yaşadığım Ev

  • 11 Ocak 2014 / 14.00
  • 19 Ocak 2014 / 16.00

Yönetmen: Eugene Jarecki
ABD, 108’, 2012, renkli
İngilizce; Türkçe altyazıyla

Amerika’daki “Uyuşturucuyla Savaş” programı kırk yılı aşkın bir süre içinde 45 milyon tutuklamaya yol açtı, Amerika’yı dünyanın en büyük cezaevi işletmesi haline getirdi, yoksul kesimlere zarar verdi. Bütün bunlara rağmen uyuşturucular Amerika’da daha ucuz, daha saf ve hiç olmadığı kadar kolay bulunuyor. Yirmiyi aşkın eyalette çekilen Yaşadığım Ev, Amerika’nın uyuşturucuyla savaşının tüm düzeylerinden yürek burkucu hikayeler yakalıyor – satıcısından yaslı anneye, narkotik memurundan senatöre, mahkumundan federal hakime...Birlikte ele alındığında bu hikayeler acil sorular soruyor: Bu savaşa yol açan neydi? Onu sürdüren ne? Sona erdirmek için ne yapılabilir?

Gerçekleri Konuşalım<br/>Belgeseller

GerçekHayatta

Gerçekleri Konuşalım<br/>Belgeseller

Yaşadığım Ev

Gerçekleri Konuşalım<br/>Belgeseller

Kulak Ver

Gerçekleri Konuşalım<br/>Belgeseller

Kız Manken

Gerçekleri Konuşalım<br/>Belgeseller

Tabloid

Gerçekleri Konuşalım<br/>Belgeseller

Koşucular Kasabası

Yaşadığım Ev

Mihrimah Sultan

Mihrimah Sultan

Bu eser, çeşitli koleksiyonlardaki benzer örneklere dayanarak, 16. yüzyılda Avrupalı ressamlar tarafından sıklıkla yapılmış Mihrimah Sultan portrelerinden biridir.

 

Oryantalist Resimlerde İstanbul Boğazı

Oryantalist Resimlerde İstanbul Boğazı

Kenti kuzeyden güneye bölen, iki kıtayı ayıran, İstanbul’u batılı ressamlar için çok özel kılan Boğaz, batılı ressamlar için kentin en pitoresk görünümlerini sunar. Kimi zaman, örneğin Ziem’in resimlerinde olduğu gibi masalsı bir İstanbul atmosferi yaratırken en önemli unsurlardan biri Boğaz’dır. 

Tigran Mansurian ile bir söyleşi - Nairi Galstanian

Tigran Mansurian ile bir söyleşi - Nairi Galstanian

 Dünya çapında yankı bulan film üzerine Andrey Tarkovski, Parajanov’u “bir dahi” olarak nitelendirirken Michelangelo Antonioni ise “çarpıcı, mükemmel bir güzellik” olarak tanımladığı filme ilişkin, “Bana kalırsa Parajanov, dünyanın en iyi yönetmenlerinden biri” değerlendirmesinde bulundu. Filmin müziklerini besteleyen ve bu vesileyle yeni, müzikal bir dil icat eden Ermeni besteci Tigran Mansurian ise, Sayat-Nova’yı “evrensel bir öneme sahip, olağanüstü bir olay” olarak tanımladı.