Suna ve İnan Kıraç Vakfı Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri Koleksiyonu

Suna ve İnan Kıraç’ın ilk kez 1980’lerde oluşturmaya başladıkları Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri Koleksiyonu, bir yandan bazı koleksiyoncuların birikimlerinin zaman içinde satın alınarak koleksiyona katılması, bir yandan da yurtiçinden ve yurtdışından yapılan düzenli alımlar sonucunda hızla gelişmiş ve ülkemizin kendi alanında en kapsamlı koleksiyonu haline gelmiştir.

Bugün sekiz binden fazla objeden oluşan bu dünya çapındaki koleksiyon, klasik öncesi çağlardan günümüze Anadolu’da kullanılagelmiş başlıca ağırlık ve ölçü aletlerini,  arazi ölçümünden her türlü alışverişe, mimarlıktan kuyumculuğa, denizcilikten eczacılığa kadar çok çeşitli alanlardan her türlü ağırlık, uzunluk, hacim ölçüsünü bünyesinden barındıran ve bununla, gerek dönemler ve kültürlerarası sistem ilişkilerinin, gerekse dönüşümlerin ve sürekliliklerin izlenmesine olanak veren, çok değerli bir bilimsel kaynak niteliği taşımaktadır.

Koleksiyondan mekânın elverdiği ölçüde hazırlanmış geniş bir seçki, kronolojik bir düzenleme içinde izleyicilere sunulmuştur. Bu kapsamda sergilenmeyen parçaların da, ileride yapılacak “tematik” düzenleme ve sergilemelerle dönem dönem gün ışığına çıkarılmasına ve Anadolu kültür tarihinin bu heyecan verici ilgi alanına yeni ışıklar tutulmasına özellikle çaba gösterilecektir.

Kader Kısmet <br> Hani Dünya Çekilmezdi: Fotoğrafın Kurmacası

Kader Kısmet
Hani Dünya Çekilmezdi: Fotoğrafın Kurmacası

Nickolas Muray: Bir Fotoğrafçının Portresi sergisi kapsamında Çağlayan Çevik kurmaca bir yazı dizisi kaleme aldı. Hani Dünya Çekilmezdi: Fotoğrafın Kurmacası adlı seride Çevik, Muray’ın çarpıcı fotoğraflarından yola çıkarak fotoğraftaki insanların dünyasını birer öykü ile anlatıyor.

Cumhuriyet Bayramı Kutlu Olsun!

Cumhuriyet Bayramı Kutlu Olsun!

Sanatçı Benoît Hamet, bu yıl 10. yaşını kutlayan Pera Müzesi’nin koleksiyonlarından öne çıkan eserleri yeniden yorumluyor. Hamet, hem gerçek hem kurgusal “tarihi” olaylara mizahi bir bakış sunuyor.

 

Yüz Yüze

Yüz Yüze

Bir koleksiyonun en az dört kuşak boyunca aktarılması gerektiğine inanan ve bunu bir bayrak yarışına benzeten Nahit Kabakcı’nın 1980’lerden itibaren oluşturmaya başladığı Huma Kabakcı Koleksiyonu Türkiye’de, bilinçli ve sürekliliği olan az sayıdaki koleksiyondan biri.