Bir Ömür Okul

28 Eylül - 4 Kasım 2018

Pera Müzesi, 4. İstanbul Tasarım Bienali Okullar Okulu’na ev sahipliği yapıyor. Türkiye’den ve yurtdışından farklı kuşakları ve çeşitli disiplinleri temsil eden uygulayıcıların katılımıyla gerçekleştirilen Okullar Okulu, eski bilgi ile yeni bilgiyi, akademisyenle amatörü, profesyonelle bireyseli buluşturarak sonuçlara olduğu kadar süreçlere de odaklanıyor. Pera Film’in bienalin bir uzantısı olarak sunduğu Bir Ömür Okul programı, toplumda birlikte yaşamanın yöntemleri ve uygulama yollarını yansıtırken, bunun özel hayatlarımızı nasıl etkilediğini irdelemeyi amaçlıyor. Hayat bitmeyen bir okul olduğuna göre bu program, günlük hayattaki koskoca varoluşumuzun hem upuzun süren hem de hızla uçup giden anlarını yakalamayı umuyor. Farklı şekillerde yaklaşılan hayat olgusu, dünyanın üzerinde bilindiği ve araştırıldığı haliyle hayat anlamını taşıdığı gibi, esasen hayal edilebilen hayat veya varsayımlara göre evrenin başka bir yerinde var olabilecek hayat anlamına da gelebilir. Bu seçkide, dünya üzerinde hayatı ele alan ve böylesine uçsuz bucaksız kavramların gerek soyut gerek somut düzlemde nasıl bir etki gücüne sahip olduğunu işleyen belgesellere ve kurgu filmlere yer veriliyor. 4. İstanbul Tasarım Bienali bunu özenli bir dille açıklıyor: “Dünyada var olan bilgi miktarı, her iki yıl sonunda, iki katından fazla artış gösteriyor. İnsanlar daha önce hiç olmadıkları kadar bilgililer. İşinize de, aklınıza da sahip çıkabilmenin tek yolunun hayat boyu öğrenmeye devam etmek olduğu söylenip duruyor. Kara tahtaların, sözlülerin, ezberlenmiş çarpım tablolarının, ceplerimizdeki cıvıl cıvıl eğlencelikler karşında en ufak bir şansı kalmadı. Bu esnada makinelerin kendileri de öğrenmeye başladılar. Sonunda insanların yapacağı bir şey kalıp kalmayacağı ve hangi insani yetilerin yerlerinin doldurulamaz olduğu merak konusu. Acaba okula dönmenin ve okulu baştan tasarlamanın vakti geldi mi?” Pera Film, Bir Ömür Okul çerçevesinde hayatın sonsuz yollarını ve öğrenme ile hayatı birbirinden ayırmanın ne denli imkansız olduğunu irdeliyor.

Bu program kapsamındaki Pera Film gösterimleri ücretsizdir. Rezervasyon alınmamaktadır.

28 Eylül

19.00 Madeline Madeline'i Oynuyor

21.00 Boşluk

30 Eylül

14.00 Koyaanisqatsi

16.00 Powaqqatsi

4 Ekim

19.00 Naqoyqatsi

5 Ekim

19.00 İnsan Neden Yaratır

Kapsül

13 Ekim

18.00 Boşluk

17 Ekim

19.00 Madeline Madeline'i Oynuyor

25 Ekim

19.00 Şovların Şovu

27 Ekim

12.30 Boşluk

30 Ekim

19.00 İnsan Neden Yaratır

Kapsül

1 Kasım

19.00 Boşluk

3 Kasım

18.00 Şovların Şovu

4 Kasım

14.00 Koyaanisqatsi

16.00 Powaqqatsi

18.00 Naqoyqatsi

Koyaanisqatsi

Koyaanisqatsi

Powaqqatsi

Powaqqatsi

Naqoyqatsi

Naqoyqatsi

İnsan Neden Yaratır

İnsan Neden Yaratır

Boşluk

Boşluk

Madeline Madeline'i Oynuyor

Madeline Madeline'i Oynuyor

Şovların Şovu

Şovların Şovu

Kapsül

Kapsül

Bir Ömür Okul

Pera Film’in bienalin bir uzantısı olarak sunduğu Bir Ömür Okul programı, toplumda birlikte yaşamanın yöntemleri ve uygulama yollarını yansıtırken, bunun özel hayatlarımızı nasıl etkilediğini irdelemeyi amaçlıyor.

4. İstanbul Tasarım Bienali

Pera Müzesi, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) iş birliğiyle, “Okullar Okulu” temalı 4. İstanbul Tasarım Bienali’ne ev sahipliği yaptı. İKSV tarafından VitrA sponsorluğunda ve Jan Boelen’ın küratörlüğünde düzenlenen 4. İstanbul Tasarım Bienali’nde Vera Sacchetti yardımcı küratör, Nadine Botha asistan küratör olarak görev aldı.

4. İstanbul Tasarım Bienali

Chlebowski'nin Sultanı

Chlebowski'nin Sultanı

Bu resim, Stanisław Chlebowski’nin savaş dışı bir konuyu ele alan büyük tuvallerinden biri; boyut olarak bununla karşılaştırılabilecek tek resim, bugün İstanbul Askeri Müzesi’nde bulunan Kâğıthane’de Osmanlı Hayatı’dır.

Bruce Nauman Bana Bak!

Bruce Nauman Bana Bak!

Bruce Nauman’ın bu videoları doğrudan doğruya izleyiciyi muhatap alıyor. Ekranda beliren oyuncuların farklı şekillerde söyledikleri cümleler cevaplanması imkânsız varoluşsal sorulara dönüştükçe dinleyici kendini sorguda hissetmeye başlar. 

Gece Yarısı Hikâyeleri: Ruh <br> Aşkın Güngör

Gece Yarısı Hikâyeleri: Ruh
Aşkın Güngör

En çok çocukları öldürmekten haz duyuyorum. Etleri kesilip göğüs kafesleri kırılırken hep aynı şekilde bağırıyorlar: “ANNE!BABA! ANNEEEE! BABAAAA!”