Dönüşüm biraz deneysel, biraz da farklı janr unsurları taşıyor. Yönetmen O’Shea filmi bir tür ergen dramı – korku filmi melezi olarak kuruyor, vampir mitolojisine film boyunca göndermeler yaparak türün hayranları için çok sayıda Paskalya yumurtası serpiştiriyor. Ama filmin en büyük başarısı doğaüstünü görüntülemek değil, duygusal derinlik. O’Shea filmin bu ayrıştırıcı özelliğini daha önce 2014 tarihli kısa filmi Milo’da denemişti, senaryonun genişletilerek ete kemiğe bürünmesi de vampir destanının derinleşmesine ve incelik kazanmasına katkıda bulundu.
Osmanlı saray ve konak haremlerinde kahve ikramı törenle yapılırdı. Önce gümüş tatlı takımı ile tatlı (reçel) sunulur, ardından kahve ikramı başlardı. Kahve güğümü, tombak, gümüş veya pirinçten yapılmış, ortasında kor ateş bulunan ve kenarlarına takılı üç zincirden tutularak taşınan sitile oturtulurdu. Sitil örtüsü ise, yuvarlak, atlas veya kadifeden, sırma, sim, pul, hatta inci ve elmas işlemeli olurdu.
Bir koleksiyona veya arşive bakarak gelecek nasıl kurgulanabilir? Seramiğin dayanıklı yapısı onu hayal edebildiğimiz zamanın sonuna dek kalıcı kıldığından geleceğin nasıl hatırlanabileceğini bir seramik koleksiyonu aracılığıyla düşünmek zihin açıcı olabilir. Sergi kapsamında üretilen eserler, geçmişe dair önemli ipuçları taşıyan bir koleksiyonu taze bir perspektifle ele alma ve geleceği hatırlamaya dair bir adım atma potansiyeli taşıyor.
Salı - Cumartesi 10.00 - 19.00
Cuma 10.00 - 22.00
Pazar 12.00 - 18.00
Müze Pazartesi
günü kapalıdır.
Çarşamba günleri öğrenciler müzeyi
ücretsiz ziyaret edebilir.
Tam: 200 TL
İndirimli: 100 TL
Grup: 150 TL (toplu 10 bilet ve üstü)