Mimar Babam: Bir Oğlun Yolculuğu

  • 2 Mart 2018 / 21.00
  • 4 Mart 2018 / 18.00

Yönetmen: Nathaniel Kahn
Oyuncular: Edmund Bacon, Edwina Pattison Daniels, Balkrishna Doshi, Frank Gehry, Louis Kahn
ABD, 2003, 110', renkli 
İngilizce; Türkçe altyazılı


Mimar Babam
ölmüş babasıyla tekrar bir bağ kurma çabasıyla dünyayı dolaşan Nathaniel’ın yolculuğunu hüzünlü olduğu kadar esprili bir dille anlatıyor. Bu sürükleyici öykü iflas eden Kahn’ın yapayalnız can verdiği Penn Station’daki erkekler tuvaletinde başlayarak, izleyiciyi Bangladeş’in karman çorman sokaklarına, oradan Kudüs siyasetinin en mahrem mukaddeslerine ve dünyanın en ünlü mimarlarının unutulmaz buluşmalarına taşıyor. Dram türünde bir kurgu filmin barındırdığı tüm duygusal öğelerin yer aldığı, orkestra için bestelenmiş orijinal bir müziği bile olan bu belgesel yapımda Nathaniel’in yolculuğu evrensel bir kimlik sorgulama öyküsünden yola çıkarak sanat ve hayatın kutlanmasına dönüşüyor.

Bu filmin gösterimleri ücretsizdir. Rezervasyon alınmamaktadır.

Sessizlik ve Işık

Louis Kahn: Sessizlik ve Işık

Sessizlik ve Işık

Mimarın Göbeği

Sessizlik ve Işık

Yan Pencere

Sessizlik ve Işık

İnsan Ölçeği

Sessizlik ve Işık

Sonsuz Mutluluk

Sessizlik ve Işık

Mimar Babam: Bir Oğlun Yolculuğu

Sessizlik ve Işık

Kültür Katedralleri - Bölüm 1

Sessizlik ve Işık

Kültür Katedralleri – Bölüm 2

Mimar Babam: Bir Oğlun Yolculuğu

Çıplak Kadından Çıplak Tene

Çıplak Kadından Çıplak Tene

Üryan, Çıplak, Nü: Türk Resminde Bir Modernleşme Öyküsü sergisi kapsamında, Cumhuriyet Gazetesi yazarı, Marmara ve Yeditepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi Nazlı Pektaş’ın, serginin küratörü Ahu Antmen ile yaptığı ve kısa hali Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanan röportajın tamamını paylaşıyoruz.

Turquerie

Turquerie

14. yüzyılda Balkanlar’a giren, 15. yüzyılda Konstantinopolis’i fetheden, 16. yüzyılda Viyana kapılarına dayanan Osmanlı İmparatorluğu, uzun süre Avrupa’nın korkulu rüyası olmuştur. Ancak 17. yüzyıl sonlarına gelindiğinde imparatorluğun genişlemesi durmuştu. 

Sergey Parajanov Anlatıyor

Sergey Parajanov Anlatıyor

“Olabilecek en kötü hapishane koşullarıyla karşılaştığımda, bir seçim yapmak zorunda olduğumu anladım: ya dibe vuracaktım ya da bir sanatçı olacaktım.”