Rauf

13 Mayıs 2017 / 14.00
19 Mayıs 2017 / 18.00

Yönetmen: Soner Caner, Barış Kaya
Oyuncular: Alen Hüseyin Gürsoy, Yavuz Gürbüz, Şeyda Sözüer, Muhammed Ubiç, Veli Ubiç
Türkiye, 2016, 94, renkli
Türkçe, İngilizce altyazılı

Rauf, 9 yaşında. Görünmez ve bilinmez bir savaşın gölgesi altındaki küçük bir Anadolu köyünde yaşıyor. Yanında çıraklık yaptığı marangoz tabut üstüne tabut yaparken, Rauf sipariş almayı, başsağlığı dilemeyi öğreniyor. Siyah ve beyazın egemenliği altındaki dünyası, ustasının 20 yaşındaki kızına âşık olmasıyla renkleniyor. Rauf’un sevdiği kız için pembe rengi bulmak üzere çıktığı yolculuk, aşkın, umudun ve barışın peşinden giden bir çocuğun arayışına dönüşüyor. Soner Caner ve Barış Kaya’nın ilk filmi, 35. İstanbul Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü’nün sahibi olmuştu.

Filmin 13 Mayıs’taki gösteriminin ardından yönetmenler Soner Caner ve Barış Kaya ile bir söyleşi gerçekleştirilecek. Detaylı bilgi için tıklayınız.

Ay Işığı

Atilla Marcel

Balinanın Sırtında

Rauf

The Fits

52 Salı

Bir Kız

Yaş 17

Kimse Fark Etmiyor

Frances Ha

Tatil Kitabı

Rauf

Osmanlı’da Kahve İkramı

Osmanlı saray ve konak haremlerinde kahve ikramı törenle yapılırdı. Önce gümüş tatlı takımı ile tatlı (reçel) sunulur, ardından kahve ikramı başlardı. Kahve güğümü, tombak, gümüş veya pirinçten yapılmış, ortasında kor ateş bulunan ve kenarlarına takılı üç zincirden tutularak taşınan sitile oturtulurdu. Sitil örtüsü ise, yuvarlak, atlas veya kadifeden, sırma, sim, pul, hatta inci ve elmas işlemeli olurdu.

Bir Dönüm Noktası Olarak “Yılbaşı”: <br>Pera Film'den Alternatif Yılbaşı İzleme Listesi

Bir Dönüm Noktası Olarak “Yılbaşı”:
Pera Film'den Alternatif Yılbaşı İzleme Listesi

Yeni yıl, sadece takvimdeki bir değişiklikten ibaret değil. Geçmişin ağırlığının hissedildiği bazen de geleceğin belirsizliğiyle yüzleşildiği bir dönüm noktası olabilir. Pera Film bu yılbaşında, beyazperdenin umut, pişmanlık, nostalji ve yeni başlangıçlar etrafında şekillenen hikâyelerine odaklanıyor.

Sergey Parajanov Anlatıyor

“Olabilecek en kötü hapishane koşullarıyla karşılaştığımda, bir seçim yapmak zorunda olduğumu anladım: ya dibe vuracaktım ya da bir sanatçı olacaktım.”