Wiener-Dog

  • 11 Şubat 2017 / 16.00
  • 22 Şubat 2017 / 19.00

Yönetmen: Todd Solondz
Oyuncular: Ellen Burstyn, Kieran Culkin, Julie Delpy, Danny DeVito, Greta Gerwig, Tracy Letts, Zosia Mamet
ABD, 2016, 88’, renkli
İngilizce; Türkçe altyazılı

Amerikan bağımsız sinemasının sevilen yönetmenlerinden Todd Solondz, yeni filmi Wiener-Dog’da, bir ‘sosis-köpek’ aracılığıyla Amerikan toplumunun portresini çiziyor. Bir evden diğerine sürüklenip duran köpeğin sahipleri arasında farklı yaş ve meslek gruplarından insanlar olsa da hepsinin ortak yönü tuhaf olmaları. Siyaseten doğruluktan ziyadesiyle uzak ve Amerikalı olma deneyimi üzerine söyleyecek çok şeyi olan film, bağımsız sinemanın yıldızlarıyla dolu oyuncu kadrosuyla da dikkat çekiyor.

Kuyruklu Hikâyeler <br/>Sinemanın Köpekleri

Bombon Köpek

Kuyruklu Hikâyeler <br/>Sinemanın Köpekleri

Beyaz Tanrı

Kuyruklu Hikâyeler <br/>Sinemanın Köpekleri

Wendy ve Lucy

Kuyruklu Hikâyeler <br/>Sinemanın Köpekleri

Wiener-Dog

Kuyruklu Hikâyeler <br/>Sinemanın Köpekleri

Truman

Kuyruklu Hikâyeler <br/>Sinemanın Köpekleri

En Güzel Köpek

Kuyruklu Hikâyeler <br/>Sinemanın Köpekleri

Köpeğim Tulip

Kuyruklu Hikâyeler <br/>Sinemanın Köpekleri

Bir Aile Filmi

Kuyruklu Hikâyeler <br/>Sinemanın Köpekleri

Baxter

Kuyruklu Hikâyeler <br/>Sinemanın Köpekleri

Köpeğin Kalbi

Wiener-Dog

“Sönüp gitmektense yanıp kül olmak daha iyidir”

“Sönüp gitmektense yanıp kül olmak daha iyidir”

1962’de fluxus hareketinin önde gelen üyelerinden Philip Corner, Piano Activities (Piyano Etkinlikleri) başlıklı bir performans sırasında yaptıklarıyla ciddi müzik çevrelerinde büyük olay yaratmıştı.

Turquerie

Turquerie

14. yüzyılda Balkanlar’a giren, 15. yüzyılda Konstantinopolis’i fetheden, 16. yüzyılda Viyana kapılarına dayanan Osmanlı İmparatorluğu, uzun süre Avrupa’nın korkulu rüyası olmuştur. Ancak 17. yüzyıl sonlarına gelindiğinde imparatorluğun genişlemesi durmuştu. 

Sergey Parajanov Anlatıyor

Sergey Parajanov Anlatıyor

“Olabilecek en kötü hapishane koşullarıyla karşılaştığımda, bir seçim yapmak zorunda olduğumu anladım: ya dibe vuracaktım ya da bir sanatçı olacaktım.”