23 Aralık 2022 - 30 Nisan 2023
Paula Rego, olağanüstü hayal gücüne sahip, kadınların temsil edilme biçiminde devrim yaratan ve doğrularından ödün vermeyen bir sanatçı. Hikâyelerin Hikâyesi, Rego’nun kişisel doğasını ve kök saldığı sosyo-politik bağlamı sergilemekten korkmadan; baskı, iktidar ve kurumsal şiddet ile özgün bir biçimde nasıl yüzleştiğini gösteriyor.
Küratörlüğünü Alistair Hicks'in üstlendiği sergi, Rego’nun 1960'larda Portekiz'deki çalışmalarının önemini bir kez daha doğruluyor ve onun 1980'ler ve 1990'larda Londra sahnesinde önemli bir sanatçı olarak ortaya çıkışına odaklanıyor. Hikâyelerin Hikâyesi, Paula Rego'ya ve onun farklı disiplinlerdeki çalışmalarına yoğunlaşıyor. Rego’nun 1960'lardan itibaren yaptığı işlerle, hikâyelerini ataerkinin kıskacından kurtarırken buhran, faşizm, sömürgecilik ve kürtaj karşıtı harekete karşı mücadelesini göstermeyi amaçlıyor.
Rego, hikâyeleri kurtardı ve onları sanatın ana aksına dâhil etti. Kariyerine, The Slade School of Fine Arts’ta başladığında görsel dedikodular resmettiği gerekçesiyle küçümseniyordu. Hikâyeye getirilen yasak, erkeklerin kadınları sanatta eşit bir şekilde rekabet etmekten alıkoymaya çalıştıkları pek çok yoldan sadece biriydi. Anlatılan ve yeniden anlatılan her hikâye, normların dışına çıktıkça dünyanın nasıl zengin bir yer olduğunu göstermeye yardımcı olur.
Hikâyelerin Hikâyesi sergisi, Paula Rego’nun masumiyet ve deneyimin bir arada var olduğu, içinde derin anlamlar ve anlatılar gizlediği resimleriyle izleyiciyi büyülü bir alana davet ediyor.
Eser Künyeleri
Salazar Anavatanı Kusarken, 1960
Tuval üzerine yağlı boya
94 x 120 cm
Lizbon CAM-Fundação Calouste Gulbenkian Koleksiyonu izniyle
Carmen Miranda, 1985
Tuvale sıvanmış kâğıt üzerine akrilik
121 x 151 cm
Özel Koleksiyon
Kızıl Maymun Karısını Dövüyor, 1981
Kâğıt üzerine akrilik
65 x 105 cm
Ostrich Arts Ltd. Koleksiyonu izniyle
İsimsiz No. 4, 1998
Alüminyuma sıvanmış kâğıt üzerine pastel boya
110 x 100 cm
Özel Koleksiyon
3 Boyutlu Gezin!
Küratörlüğünü Alistair Hicks'in üstlendiği Hikâyelerin Hikâyesi, Paula Rego’nun farklı disiplinlerdeki çalışmalarına yoğunlaşırken, 1960'larda Portekiz'deki çalışmalarının önemini vurguluyor ve 1980'ler ve 1990'larda Londra sahnesinde önemli bir sanatçı olarak ortaya çıkışına odaklanıyor. Rego’nun 1960'lardan itibaren yaptığı işlerle, hikâyelerini ataerkinin kıskacından kurtarırken buhran, faşizm, sömürgecilik ve kürtaj karşıtı harekete karşı mücadelesini göstermeyi amaçlıyor.
Pera Müzesi, Paula Rego Hikâyelerin Hikâyesi sergisi kapsamında masal anlatıcısı ve sanat terapisti Judith Liberman’ın “Masalların Masalı: Söz ve Müzik Arasında Bir Yolculuk” başlıklı hikâye anlatımı etkinliğine ev sahipliği yapıyor.
Pera Müzesi, British Council iş birliğiyle Paula Rego’nun İstanbul’daki ilk kişisel sergisi kapsamında Tate Britain Modern ve Çağdaş İngiliz Sanatı Kıdemli Küratörü Elena Crippa ve Paula Rego: Hikâyelerin Hikâyesi sergi küratörü Alistair Hicks eşliğinde bir konuşma düzenliyor.
Hikâyelerin Hikâyesi, olağanüstü hayal gücüne sahip, kadınların temsil edilme biçiminde devrim yaratan ve doğrularından ödün vermeyen sanatçı Paula Rego’nun kişisel doğasını ve kök saldığı sosyo-politik bağlamı sergilemekten korkmadan; baskı, iktidar ve kurumsal şiddet ile özgün bir biçimde nasıl yüzleştiğini gösteriyor.
Video
Pera Öğrenme, Düşler Karnavalı programı kapsamında, 4-17 yaş gruplarına yönelik çevrimiçi ve yüz yüze atölyeler düzenliyor.
Pera Öğrenme, Renklerle Dans programı kapsamında, 4-17 yaş aralığındaki katılımcılara yönelik çevrimiçi ve yüz yüze atölyeler düzenliyor.
Pera Müzesi Öğrenme Programları, Zamane İstanbulları ve Paula Rego: Hikâyelerin Hikâyesi sergileri kapsamında yetişkinlere yönelik disiplinlerarası atölyeler düzenliyor.
Biz, yani ben ve okul arkadaşlarımdan bazıları, Paula Rego’yu biliyorduk. İtiraf etmeliyim, ben Rego’nun nereli olduğunu bilmiyordum, Portekiz’in Avrupa’nın neresinde yer aldığını da.
Her ne kadar Rego, geç de olsa, çağının öncü feministlerinden biri olarak kabul edilmişse de, cinsel akışkanlığı ele alışıyla ilgili çok az şey yazılmıştır. Hatta çizim ve resimlerindeki sado-mazoşist akım, partiarka ile sömürülen kadın arasındaki klasik çatışmanın bir okuması olarak anlaşılmıştır. Türkiye ve Almanya’daki ilk müze sergileri, Rego’nun toplumsal cinsiyet ve kimlik hakkında sanıldığının çok ötesinde akışkan bir anlayışa sahip olduğunu gösteriyor.
Tüketimci kültürü eleştiren bu eserden yola çıkarak Harun Çırak’tan bu şeylerin neler söylediklerini, nasıl söylendiklerini hayal etmesini istedik. Dört bölümlük “Söylenen Şeyler” yazı serisinin ilk bölümde hevesle satın alındıktan sonra bir köşeye fırlatılan meyve sıkacağına kulak kabartıyoruz…
Web sitemizi kullanarak çerezlere izin vermektesiniz. Ayrıntılı bilgi için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
Salı - Cumartesi 10.00 - 19.00
Cuma 10.00 - 22.00
Pazar 12.00 - 18.00
Müze Pazartesi
günü kapalıdır.
Çarşamba günleri öğrenciler müzeyi
ücretsiz ziyaret edebilir.
Tam: 200 TL
İndirimli: 100 TL
Grup: 150 TL (toplu 10 bilet ve üstü)
