Yönetmen: Pier Paolo Pasolini
Oyuncular: Enrique Irazoqui, Margherita Caruso, Susanna Pasolini
İtalya, 137’, 1964, siyah-beyaz
İtalyanca Türkçe altyazıyla
Filmde, İsa’nın doğumu, hayatı, öğretileri ve haçın üstünde ölümü neredeyse bir sinema-gerçek belgeseli şeklinde sunuluyor. Pasolini’nin ikinci uzun metrajlı filmi böylesi devrimci bir yönetmen için tuhaf bir seçim gibi gözükse de film İsa’yı kilisenin gösterişinden çıkarıp, toplumun dışına itilmiş bir İtalyan köylüsü olarak sunmaya yönelik bir deneme. Yeni Gerçekçi yöntemlere başvuran yönetmen, Bakire Meryem rolündeki annesinin de dahil olduğu profesyonel olmayan oyuncuların ifade yüklü suratlarını kullandığı çekimleri Calabria’da yapmış. Matta’ya göre İncil, “anlatılmış en muhteşem hikayenin” beyazperdeye taşınmış en çarpıcı versiyonu olarak kabul görmekte; bu yeni, elden geçirilmiş haliyle film daha önce görülmemiş bir şekilde hayat buluyor. 1967 yılı Akademi Ödüllerinde En iyi Sanat Yönetimi, En İyi Kostüm Tasarımı ve En İyi Müzik dallarında aday gösterilmişti.
Deniz hamamından plaja geçiş ise bir devrim niteliğindeydi. Rus ihtilalinde ülkelerinden kaçan Beyaz Ruslar, İstanbul’da pek çok dönüşüme neden olmuşlardı, bunlardan en önemlisi de halkın denizle buluşmasına vesile olan plaj alışkanlıklarıydı. 1920’lerden itibaren deniz hamamları evrilerek yerlerini yavaş yavaş kadın ve erkeğin beraber denize girebildiği plajlara bıraktı. Bu blog yazımızda İstanbul’un plajlarını ve onların özelliklerini ele alıyoruz.
Batılı ressamların İstanbul’u konu alan resimleri söz konusu olduğunda Haliç çok özel bir yere ve öneme sahiptir. Topkapı Sarayı ve anıtsal yapıların yer aldığı Tarihi Yarımada’yla, batılıların konakladığı, yabancı elçiliklerin yer aldığı Galata’yı birbirinden ayıran bu su kütlesi, geçişimli bir sınır gibidir adeta.
Salı - Cumartesi 10.00 - 19.00
Cuma 10.00 - 22.00
Pazar 12.00 - 18.00
Müze Pazartesi
günü kapalıdır.
Çarşamba günleri öğrenciler müzeyi
ücretsiz ziyaret edebilir.
Tam: 200 TL
İndirimli: 100 TL
Grup: 150 TL (toplu 10 bilet ve üstü)