Astenik Sendrom

  • 9 Mart 2016 / 19.00
  • 19 Mart 2016 / 14.00
  • 26 Mart 2016 / 18.00

Yönetmen: Kira Muratova
Oyuncular: Olga Antonova, Sergei Popov, Galina Zakhurdaeva
Sovyetler Birliği, 1990, 153’, renkli, siyah-beyaz
Rusça; Türkçe altyazıyla

“Ülkem iflas etmişti ve gidebileceği hiçbir yer yoktu. Her şeyin patlaması gerekiyordu!”
Kira Muratova

 

 

SSCB’nin çöküşü üzerine Muratova’nın gerçekleştirdiği bu izlenimci portre, pek çokları için glasnost sinemasının en büyük başarısı oldu. Başlangıçta dağıtımı engellenen film daha sonra serbest kaldı ve 1990 Berlin Film Festivali’nde Gümüş Ayı ödülünü kazandı. Film, kocasının ölümünden kısa bir süre sonra bir kadının hikayesinin siyah-beyaz anlatımıyla başlıyor. Kadını üzen yalnızca kocasının ölümü değil; içinde çok daha büyük, daha karanlık ve daha güçlü bir şeyler kaynıyor. Sonra bir gün olan oluyor: otobüste giderken her şey ortalığa dökülüyor. Attığı nutuk çok etkileyici – ancak sonrasında, bütün bunların, Muratova’nın çekmek istediği “asıl” film için bir sunuş olduğunu anlıyoruz. Belgesel, fars, melodram, kara komedi, toplumsal sorun filmi ve psikolojik portre biçemlerini –ve başka bazı unsurları- bir arada kullanan Astenik Sendrom, benzersiz ve türünün tek örneği bir film; Sovyet yaşamı ve tarihine yönelik epik ama son derece kişisel bir tepki.

Kira Muratova <br/>Gölgede Kalan Aşk

Kısa Karşılaşmalar

Kira Muratova <br/>Gölgede Kalan Aşk

Tutkular

Kira Muratova <br/>Gölgede Kalan Aşk

Astenik Sendrom

Kira Muratova <br/>Gölgede Kalan Aşk

Akortçu

Kira Muratova <br/>Gölgede Kalan Aşk

Üç Hikaye

Kira Muratova <br/>Gölgede Kalan Aşk

Çehov’un Motifleri

Charlotte Wells’ten Bir Not

Charlotte Wells’ten Bir Not

Hafıza güvenilmesi güç bir şeydir: ayrıntılar belirsizleşir ve öngörülemez bir hâl alır. Hatırlamak için gayret ettikçe daha az şey görürsünüz. Kendisini durmadan çürüten bir hafızanın anısı... Son zamanlarda kendimi, duyguların daha dirençli olduğu noktasında ikna etmeye çalışırken buluyorum; ne var ki bu, epey zor bir iş.

Osmanlı’da Kahve İkramı

Osmanlı’da Kahve İkramı

Osmanlı saray ve konak haremlerinde kahve ikramı törenle yapılırdı. Önce gümüş tatlı takımı ile tatlı (reçel) sunulur, ardından kahve ikramı başlardı. Kahve güğümü, tombak, gümüş veya pirinçten yapılmış, ortasında kor ateş bulunan ve kenarlarına takılı üç zincirden tutularak taşınan sitile oturtulurdu. Sitil örtüsü ise, yuvarlak, atlas veya kadifeden, sırma, sim, pul, hatta inci ve elmas işlemeli olurdu.

Bir Dönüm Noktası Olarak “Yılbaşı”: <br>Pera Film'den Alternatif Yılbaşı İzleme Listesi

Bir Dönüm Noktası Olarak “Yılbaşı”:
Pera Film'den Alternatif Yılbaşı İzleme Listesi

Yeni yıl, sadece takvimdeki bir değişiklikten ibaret değil. Geçmişin ağırlığının hissedildiği bazen de geleceğin belirsizliğiyle yüzleşildiği bir dönüm noktası olabilir. Pera Film bu yılbaşında, beyazperdenin umut, pişmanlık, nostalji ve yeni başlangıçlar etrafında şekillenen hikâyelerine odaklanıyor.