Cehennem

  • 23 Ekim 2018 / 19.00
  • 28 Ekim 2018 / 14.00

Yönetmen: Danis Tanović
Oyuncular: Karin Viard, Emmanuelle Béart, Marie Gillain, Jacques Gamblin
Fransa, İtalya, Belçika, Japonya, 2005, 98', renkli
Fransızca; Türkçe altyazılı
 
Paris’te seksenli yıllarda cezaevinden yeni tahliye olmuş bir adam karısı tarafından reddedilir. Üç kız kardeş Sophie, Céline ve Anne, birer yetişkin olmuş, her biri kendi hayatını kurmuştur. Aile bağları kopmuştur. En büyükleri, Sophie fotoğrafçı Pierre ile evlidir ve iki çocukları vardır ancak araları limonidir. Bekar olan Céline ise artık huzurevinde kalan düşkün annelerine bakan tek çocuktur. Mimarlık okuyan Anne okuldaki hocası Frédéric ile tutkulu bir aşk yaşamaktadır. Céline’in hayatına genç bir adam girer. Çekici Sébastien genç kadını baştan çıkarmaya kararlıdır. Sevgilisinin Céline’e anlattıkları üç kardeşi tekrar bir araya getirir, geçmişlerini kabul etmelerini ve belki de sonunda gerçekten istedikleri gibi yaşayacak cesareti toplamalarını sağlar.  
 
Bu filmin gösterimleri ücretsizdir. Rezervasyon alınmamaktadır.

Belleğin Mirası: Danis Tanović

Tarafsız Bölge

Belleğin Mirası: Danis Tanović

Cehennem

Belleğin Mirası: Danis Tanović

Güzel Bir Hayat Düşlerken

Belleğin Mirası: Danis Tanović

Bir Hurdacının Hayatı

Belleğin Mirası: Danis Tanović

Saraybosna'da Ölüm

Cehennem

İdeoloji

İdeoloji

Sergi, “Balkanlar” olarak bilinen bölge ülkelerinden farklı kuşaklardan sanatçı ve sanatçı gruplarına odaklanıyor ve bölgenin kaçınılmaz olarak akla gelen siyasi çağrışımları göz önünde bulundurulmaksızın bir doğa olayı üzerinden biçimleniyor.

Kurum Kurum Galatasaray | Besim F. Dellaloğlu

Kurum Kurum Galatasaray | Besim F. Dellaloğlu

İstanbul tek bir şehir midir? Paris’in üniversitelerinin numaralandırılması gibi bir gün İstanbul da birkaç parçaya bölünüp numaralandırılır mı? Bunlar çok zor sorular! 

Akışkan Rego

Akışkan Rego

Her ne kadar Rego, geç de olsa, çağının öncü feministlerinden biri olarak kabul edilmişse de, cinsel akışkanlığı ele alışıyla ilgili çok az şey yazılmıştır. Hatta çizim ve resimlerindeki sado-mazoşist akım, partiarka ile sömürülen kadın arasındaki klasik çatışmanın bir okuması olarak anlaşılmıştır. Türkiye ve Almanya’daki ilk müze sergileri, Rego’nun toplumsal cinsiyet ve kimlik hakkında sanıldığının çok ötesinde akışkan bir anlayışa sahip olduğunu gösteriyor.