Ejder’in Dönüşü

  • 26 Kasım 2016 / 12.00
  • 2 Aralık 2016 / 20.00

Yönetmen: Eduard Grečner
Oyuncular: Radovan Lukavský, Gustáv Valach, Emília Vášáryová
Müzik: Ilja Zeljenka
Slovakya (Çekoslovakya), 1968, 82’, siyah-beyaz
Slovakça; Türkçe altyazıyla

Bir türkü niteliği taşıyan bu film, aşk ve nefret ile yalnızlıktan kurtulma arayışını konu eder. Köylüler tarafından doğal afetlere yol açtığı düşünülen Ejder takma adlı tuhaf çömlekçinin dramatik ve gerçekçi hikayesi anlatılır.  Ejder haksız suçlamalar yüzünden karısını, evini, özgürlüğünü yitirir. Yıllar sonra köyüne döner. Kendi yaşamını riske atarak, bir koyun sürüsünü tepelerde çıkan bir yangından kurtarır. Ancak bu kahramanlığı bile ona köy halkının dostluğunu kazandırmaya yetmez. Film, Slovak sinemasının en iyi yapıtları arasında yer alıyor.

Kulak Ver!<br/>Müzik ve Sinema: Orta Avrupa Filmleri

Marketa Lazarová

Kulak Ver!<br/>Müzik ve Sinema: Orta Avrupa Filmleri

İnanılmaz Hüzünlü Prenses

Kulak Ver!<br/>Müzik ve Sinema: Orta Avrupa Filmleri

Ejder’in Dönüşü

Kulak Ver!<br/>Müzik ve Sinema: Orta Avrupa Filmleri

Kuşlar, Yetimler ve Aptallar

Kulak Ver!<br/>Müzik ve Sinema: Orta Avrupa Filmleri

Bakır Kule

Kulak Ver!<br/>Müzik ve Sinema: Orta Avrupa Filmleri

János Vitéz

Kulak Ver!<br/>Müzik ve Sinema: Orta Avrupa Filmleri

Haydutun Baladı

Kulak Ver!<br/>Müzik ve Sinema: Orta Avrupa Filmleri

Kral Stephen

Kulak Ver!<br/>Müzik ve Sinema: Orta Avrupa Filmleri

Véronique’in İkili Yaşamı

Kulak Ver!<br/>Müzik ve Sinema: Orta Avrupa Filmleri

Sevdiğim Her Şey

Kulak Ver!<br/>Müzik ve Sinema: Orta Avrupa Filmleri

Sessizliğin Kraliçesi

Kulak Ver!<br/>Müzik ve Sinema: Orta Avrupa Filmleri

Balaton Yöntemi

Ejder’in Dönüşü

“Sönüp gitmektense yanıp kül olmak daha iyidir”

“Sönüp gitmektense yanıp kül olmak daha iyidir”

1962’de fluxus hareketinin önde gelen üyelerinden Philip Corner, Piano Activities (Piyano Etkinlikleri) başlıklı bir performans sırasında yaptıklarıyla ciddi müzik çevrelerinde büyük olay yaratmıştı.

Turquerie

Turquerie

14. yüzyılda Balkanlar’a giren, 15. yüzyılda Konstantinopolis’i fetheden, 16. yüzyılda Viyana kapılarına dayanan Osmanlı İmparatorluğu, uzun süre Avrupa’nın korkulu rüyası olmuştur. Ancak 17. yüzyıl sonlarına gelindiğinde imparatorluğun genişlemesi durmuştu. 

Sergey Parajanov Anlatıyor

Sergey Parajanov Anlatıyor

“Olabilecek en kötü hapishane koşullarıyla karşılaştığımda, bir seçim yapmak zorunda olduğumu anladım: ya dibe vuracaktım ya da bir sanatçı olacaktım.”