Güneşsiz

  • 2 Ağustos 2017 / 19.00
  • 4 Ağustos 2017 / 18.00

Yönetmen: Chris Marker
Fransa; 1983, 104; renkli, siyah-beyaz
İngilizce, Fransızca, Japonca; Türkçe altyazılı

Laurie Anderson’un en sevdiği yönetmen olan Chris Marker’ın bu hüzünlü başyapıtı, Tokyo, Guinea-Bissau, İzlanda ve San Francisco’yu içine alan şiirsel bir belgesel turu. Son derece etkileyici bir deneme filmi olan Sans Soleil’de sözler ve büyüleyici görseller, kültürler ve gizli ayinler arasında yolculuk yaparken zaman karmaşasına düşen bir dünya gezgininin kendini kaybedişini dile getiriyor. Tarkovski’ye (Bölge) ve Marker’ın kendi filmi La Jetée’ye (Dalgakıran) göndermeler yapan Sans Soleil, filme bir görüntüyü sabitlemenin, “belleği kusursuzlaştırma” çabasının bir parçası olduğunu düşündürüyor. Düşünceler arasında dolaşan, melankolik ve müziksel (filmin adı Mussorgski’nin bir şarkı döngüsüne gönderme yapıyor) bir film olan Sans Soleil, dünyada bu mükemmelliği arıyor.

Bellek Üzerine ya da Nasıl Çiftdüşünebilirim?

Sütle Balın Hikayesi

Bellek Üzerine ya da Nasıl Çiftdüşünebilirim?

Deniz Tarihtir

Bellek Üzerine ya da Nasıl Çiftdüşünebilirim?

Şanghaylanmış Metin

Bellek Üzerine ya da Nasıl Çiftdüşünebilirim?

Güneşsiz

Bellek Üzerine ya da Nasıl Çiftdüşünebilirim?

Körler / Jaluziler İçin

Güneşsiz

Heykele Geçiş

Heykele Geçiş

Manolo Valdés’in resimleri, maddesel bir mevcudiyet arayışındayken, bu arayış onun heykellerinde daha da belirgindir. Her geçen yıl, bu alanda daha üretken hale gelir. Günümüzde heykel, sanatçının zamanının ve çabalarının büyük bir bölümünü kapsıyor.

Charlotte Wells’ten Bir Not

Charlotte Wells’ten Bir Not

Hafıza güvenilmesi güç bir şeydir: ayrıntılar belirsizleşir ve öngörülemez bir hâl alır. Hatırlamak için gayret ettikçe daha az şey görürsünüz. Kendisini durmadan çürüten bir hafızanın anısı... Son zamanlarda kendimi, duyguların daha dirençli olduğu noktasında ikna etmeye çalışırken buluyorum; ne var ki bu, epey zor bir iş.

Osmanlı’da Kahve İkramı

Osmanlı’da Kahve İkramı

Osmanlı saray ve konak haremlerinde kahve ikramı törenle yapılırdı. Önce gümüş tatlı takımı ile tatlı (reçel) sunulur, ardından kahve ikramı başlardı. Kahve güğümü, tombak, gümüş veya pirinçten yapılmış, ortasında kor ateş bulunan ve kenarlarına takılı üç zincirden tutularak taşınan sitile oturtulurdu. Sitil örtüsü ise, yuvarlak, atlas veya kadifeden, sırma, sim, pul, hatta inci ve elmas işlemeli olurdu.