Isaki Lacuesta – Naomi Kawase Mektuplaşması

  • 18 Ekim 2014 / 19.00
  • 30 Ekim 2014 / 19.00

İspanya, Japonya, 2008–2009, DV, 16mm, renkli, 43’
İspanyolca, İngilizce; Türkçe altyazılı

Daha önceleri bir festivalde yalnızca kısa bir karşılaşma yaşayan Isaki Lacuesta ve Naomi Kawase arasındaki bu yedi parçadan oluşan mektuplaşma yakınlık ve uzaklığa, aynı zamanda biriyle tanışmanın ve onu tanımanın anlamı üzerine odaklanıyor. Ortak filmleri Arada Derede Günler (In Between Days) özel hayatlarından sahneleri yansıtıyor. Bu sahneler arasında amatör filmleri andıran bir tarzla, bir kısmı sessiz çekilmiş özel anların yanı sıra, uzak ülkelere yapılmış yolculuklardan, Katalonya’daki doğa tarih müzesinden, Japonya’daki ibadetlerden ve Segundo de Chomón’un (nami-ı diğer İspanyol Méliès) çektiği bir sessiz filmden görüntüler yer alıyor.

Sinematik Mektuplar<br/>Bir Yönetmenden Diğerine

José Luis Guerín – Jonas Mekas Mektuplaşması

Sinematik Mektuplar<br/>Bir Yönetmenden Diğerine

Jaime Rosales – Wang Bing Mektuplaşması

Sinematik Mektuplar<br/>Bir Yönetmenden Diğerine

Isaki Lacuesta – Naomi Kawase Mektuplaşması

Sinematik Mektuplar<br/>Bir Yönetmenden Diğerine

Fernando Eimbcke – So Yong Kim Mektuplaşması

Sinematik Mektuplar<br/>Bir Yönetmenden Diğerine

Albert Serra – Lisandro Alonso Mektuplaşması

Kimliğe İlişkin Uzlaşımlar

Kimliğe İlişkin Uzlaşımlar

Portreler, kaçınılmaz olarak toplumsal tanınmaya ve ideolojik değişikliklere tabidir. Bu alanda yer alan eserler, toplumsal cinsiyet ve ırka ilişkin kültürel uzlaşımların yanı sıra film yıldızlarının imajlarında işleyişte olan estetik stratejileri sorguluyor. 

Sanatçı ile Söyleşi: Nicola Lorini

Sanatçı ile Söyleşi: Nicola Lorini

Tüm Zamanlara, Tüm Üzgün Taşlara, Pera Müzesi’nin Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri Koleksiyonu’nda öznel ve duygusal durumları bir araya getirerek tek yönlü tarih ve zaman algısını sorgularken ziyaretçileri çizgisel olmayan bir yolculuğa çıkarıyor.

Gece Yarısı Korku Hikâyeleri: Son Sefer <br> Galip Dursun

Gece Yarısı Korku Hikâyeleri: Son Sefer
Galip Dursun

Biraz önce, yolcu salonunda vapurun hareketini beklerken aklıma bir oyun geldi. Küçükken evde, buradan epey uzakta ve geçmişte kalmış ülkemde oynadığımız, nasıl oynadığımızı bile hatırlayamadığım bir oyun. Vapura binmek için bekleyen kalabalığın arasında kendimi olduğumdan bin kat daha yalnız hissettiren cinsten.