Provadan Sonra

  • 16 Aralık 2018 / 15.00
  • 29 Aralık 2018 / 15.00

Yönetmen: Ingmar Bergman
Oyuncular: Erland Josephson, Ingrid Thulin, Lena Olin, Bertil Guve
İsveç, 1984, 72', renkli
İsveçce; Türkçe altyazılı

Ingmar Bergman, boş bir tiyatronun içindekibir odadayaşananlarla, sürekli işlediği hayat ile sanat arasındaki geçirgenlik temasına geri dönüyor. August Strindberg’in Rüya Oyunu piyesi için yapılan bir provanın ardından tiyatroda oyalanan ünlü yönetmen Henrik, yeni parlayan yıldızı Anna ile flörtleşirken içten bir sohbete dalar.  Bu esnada, Anna’nın da yönlendirmesiyle yönetmen kendine zarar veren bir oyuncu olan, Anna’nın artık hayatta olmayan annesi Rakel ile yaşadığı ilişkiyi anımsamaya başlar. Keskin bir kalemden çıkmış ve mükemmel oyunculukla taçlandırılmış bir film olan Provadan Sonra, görünenin ardını göstererek tiyatroda yaşamın hem albenisini hem de bedelini irdeliyor.

Bergman’a Övgü

Kriz

Bergman’a Övgü

Sihirbaz

Bergman’a Övgü

Sihirli Flüt

Bergman’a Övgü

Provadan Sonra

Bergman’a Övgü

Saraband

Bergman’a Övgü

Bergman Kısaları

Provadan Sonra

Bergman’da Yüzler/ Aynalar/ İllüzyonlar

Bergman’da Yüzler/ Aynalar/ İllüzyonlar

Şöyle bir proje hayal edin: Birisi çıkıp, Bergman filmlerinde, perdede yüzlere yakın plan yapılan dakikaları saysın, sonra da bu sayıyı onun tüm filmlerinin süresine oranlasın. Benim hissim o ki, ortaya hiç de azımsanamayacak büyüklükte bir oran çıkacaktır. 

Heykele Geçiş

Heykele Geçiş

Manolo Valdés’in resimleri, maddesel bir mevcudiyet arayışındayken, bu arayış onun heykellerinde daha da belirgindir. Her geçen yıl, bu alanda daha üretken hale gelir. Günümüzde heykel, sanatçının zamanının ve çabalarının büyük bir bölümünü kapsıyor.

Akışkan Rego

Akışkan Rego

Her ne kadar Rego, geç de olsa, çağının öncü feministlerinden biri olarak kabul edilmişse de, cinsel akışkanlığı ele alışıyla ilgili çok az şey yazılmıştır. Hatta çizim ve resimlerindeki sado-mazoşist akım, partiarka ile sömürülen kadın arasındaki klasik çatışmanın bir okuması olarak anlaşılmıştır. Türkiye ve Almanya’daki ilk müze sergileri, Rego’nun toplumsal cinsiyet ve kimlik hakkında sanıldığının çok ötesinde akışkan bir anlayışa sahip olduğunu gösteriyor.