Yönetmen: Federico Fellini
Oyuncular: Marcello Mastroianni, Anita Ekberg, Anouk Aimée, Yvonne Furneaux
İtalya, Fransa 174’, 1960, siyah-beyaz
İtalyanca, İngilizce, Fransızca, Almanca ve Türkçe altyazıyla
Film, alaycı ve insanı içine alan bir toplumsal eleştiri olarak Fellini’nin zamanlar ötesi başyapıtı. Roma’nın modern dekadansının ve sofistike ahlaksızlığının ayrıntılı bir panoramasını sunan film, bölümlü bir yapıya sahip, ama irkiltici aksiyonu gözünden izlediğimiz, başıboş dolaşan karakter sayesinde odak hiç kaçmıyor. Marcello Rubini (Marcello Mastroianni bu rolde olağanüstü bir performans sergiliyor), sosyete varoluşunun sığlığından kaçamayan bir paparazzidir. Birbirine zıt duygu durumlarını benliğinde birleştiren Marcello (havalı ama endişeli, seksi ama iktidarsız), önemli birşeyler yazma hayali kurar ama bulunduğu sığ konumun ona getirdiği para ve prestije hayır diyemez. Gerçek aşkı bulmak üzerine romantik görüşleri vardır, ama kız arkadaşının aşırı dozda uyku hapı aldığını öğrenmek onu etkilemez. Onun yerine üçlü bir ilişkiye girer, ardından kikirdek bir Amerikan yıldız adayıyla (bomba gibi bir Anita Ekberg) fıskiyeli bir havuzda oynaşır, filmin ilham dolu unutulmaz finalindeyse çılgın bir orjiye katılır; orjinin üyeleri, şafak vakti gezdikleri plajda simgesel bir biçimde, çürüyen bir hayvan leşi bulur. Fellini filminin yaşamı olumladığını düşünüyordu (adı da buradan geliyor), ama onu bu konuda ciddiye almak imkansız. Mastroianni bir dünyevi zevkten diğerine savrulurken, bu ister seks, isterse içki, ışıltılı partiler ya da zengin yiyecekler olsun, onun ilgisiz gözlerinden hep anlık oyalanmalar olarak sunuluyor. Sonsuz bir dizi çılgın geceden ve yapayalnız sabahlardan ibaret varoluşu, son tahlilde ruhsuz ve anlamsız. Değişecek cesareti olmadığı için Mastroianni’nin tek seçeneği, bu “tatlı” hayatı kabullenmek ve tadını çıkarmak.
Hafıza güvenilmesi güç bir şeydir: ayrıntılar belirsizleşir ve öngörülemez bir hâl alır. Hatırlamak için gayret ettikçe daha az şey görürsünüz. Kendisini durmadan çürüten bir hafızanın anısı... Son zamanlarda kendimi, duyguların daha dirençli olduğu noktasında ikna etmeye çalışırken buluyorum; ne var ki bu, epey zor bir iş.
Hafıza nesneleri ilişkilendikleri coğrafyanın da hafızasını taşır. Temel maddesi toprak olan seramikler üretildikleri coğrafyaya doğrudan bağlanır: Toprakla birebir ilişki kuran seramik, üretildiği toprağın hafızasını da barındırır. Kütahya’nın kaolini bol, dolayısıyla da seramik üretimine elverişli toprağı burada çeşitli tekniklerin gelişmesine ve seramik atölyelerinin kurulmasına sebep olmuştur.
Salı - Cumartesi 10.00 - 19.00
Cuma 10.00 - 22.00
Pazar 12.00 - 18.00
Müze Pazartesi
günü kapalıdır.
Çarşamba günleri öğrenciler müzeyi
ücretsiz ziyaret edebilir.
Tam: 300 TL
İndirimli: 150 TL
Grup: 200 TL (toplu 10 bilet ve üstü)